MAHKEMESİ : ŞEBİNKARAHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/05/2002NUMARASI : 2000/8-2002/48Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 10.10.1958 tarih 39 nolu tapulu taşınmazda, davalılardan Ş.ile birlikte paydaş olduklarını, taşınmazın tamamının davalılar tarafından kullanıldığını ileri sürüp, elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.Davalılar, davacının tutunduğu tapu kaydının çekişmeli yere ait olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, ".. dayanak tapu kaydının mahallinde yeniden keşif yapılarak uygulanması, çekişmeli yere ait olup olmadığının kesin sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği ..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapulu taşınmazda hisseye vaki elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne/reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; eldeki davaya konu edilen çekişmeli yerle ilgili olarak 3402 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kadastro tutanağının düzenlendiği, ancak genel mahkemede davalı olduğundan bahisle aynı yasanın 30.maddesi uyarınca malik hanesinin hükmen tayin ve tespit edilmesi bakımından açık bırakıldığı anlaşılmaktadır. O halde, anılan bu isteklere ilişkin çekişmenin 3402 Sayılı Yasanın 25. ve 27. maddeleri hükümleri karşısında kadastro mahkemelerince çözüme kavuşturulacağı başka bir ifadeyle aynı yasanın 30. maddesi hükmü gözetilerek kadastro mahkemesince gerçek malikin tespit edilerek onun adına sicil kaydı oluşturulmak üzere karar verileceği ve eldeki davanında bu şekilde belirlenecek mülkiyet durumuna göre aynı davada verilecek kararla çözümleneceği kuşkusuzdur. Öyle ise, malik hanesi açık bırakılan taşınmazla ilgili sicil kaydı oluşturmak üzere kadastro mahkemelerinin görevli olduğu gözardı edilmek suretiyle çekişmenin genel mahkemede karara bağlanmış olması doğru değildir.Hal böyle olunca, mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Tarafların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.1.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.