MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/12/2012NUMARASI : 2001/747-2012/375Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanını kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .... ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davacı Vakıflar İdaresinin, mülkiyeti Muratpaşa vakfına ait dava konusu taşınmazların yaklaşık 5675 m²'lik kısmının davalı tarafından haksız olarak işgal edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin olarak eldeki davayı açtığı; Mahkemece, davalının, dava konusu taşınmazlar içerisinde toplam 350 m²'lik yere el attığının belirlendiği, bunun haricindeki kısımları 1995 yılı ve sonrasında üçüncü şahıslara devrederek terk ettiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 350 m²'lik alan için bilirkişililerce hesaplanan 250,58 TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297.(1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388.) maddesinde belirtilmiştir. HMK.297/c (HUMK 388/3) maddesinde, iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin gerekçeli kararda yazılması gerektiği belirtilmiştir.Bunun yanında, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak gerekçeli kararın hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlerle ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetiminin yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur. HMK.nın 297. (HUMK.nun 388.) maddesi kamu düzeni amacıyla konulmuş, emredici hükümlerden olup yargılamanın her safhasında re’sen gözetilmesi gereken bir usul kuralıdır. Somut olayda, davacı tarafından elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin olarak eldeki davanın açıldığı; mahkemece, kararın gerekçe bölümünde elatmanın önlenmesine yer verilmişse de; kısmen ecrimisilin hüküm altına alınmasıyla yetinildiği görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki, haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisil isteği, elatmanın önlenmesine karar verilip verilemeyeceği ve bunun kapsamıyla doğrudan ilgilidir. O halde, davacı tarafından dava dilekçesinde, ecrimisil isteği yanında, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde de bulunulduğu halde; Mahkecece, elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir.Davacı vekilinin, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.