Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8181 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20532 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ÇORUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/03/2013NUMARASI : 2008/110-2013/110 Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hakimi .... raporu okundu,açıklamaları dinlendi,gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava,inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece,5.2.1947 tarih 20/6 Sayılı İnançları Birleştirme kararı uyarınca inançlı işlem iddiasının yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı ile kanıtlanamadığı,davacının yemin teklifinde de bulunmadığı ve davanın ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının kefil olarak imzaladığı 01.01.2005 keşide ve 10.01.2005 vade tarihli 7.560,00 TL bedelli bono borcunun ödenmemesi üzerine davalının bu bonoya dayalı olarak davacı hakkında Çorum 1.İcra Müdürlüğünün 2008/3527 Esas sayılı dosyası ile 27.02.2006 tarihinde 10.500,00 TL bedelli takip başlattığı,davacının maliki olduğu 1784 parsel sayılı taşınmazı oğlu olan O.. Y..'ya 31.10.2005 tarihinde;onun da ½ payını kızkardeşi Z.. Ş..'e 18.01.2006 tarihinde;bu şahısların da paylar??nı H.. D..'a 20.02.2006 tarihinde; Halil'in de taşınmazı E.. T..'ya 21.04.2006 tarihinde;Elvan'ın da taşınmazı 29.05.2006 tarihinde davalıya satış suretiyle devrettiği,taşınmaz üzerinde 23.06.2006 tarihinde kat irtifakı kurulması üzerine davalının 1,2,3,4,5,6,7 ve 8 nolu bağımsız bölümlerin kayden maliki olduğu, davalının Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/364 Esasına kayıtlı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemli dava açtığı,davacının da davalının "ben size kredi sağlarım,ha banka ha ben,size para lazım değil mi kardeşim,ben vereyim bu parayı,faizini bana ödeyin" şeklindeki söylemi üzerine aldığı borca karşılık teminat olması ayrıca kefil olduğu senetle birlikte davalının elinde bulunan keşidecisinin kendisi lehdarının da A. A. olan 1.000,00 TL bedelli senet ve açığa imzaladığı senedin iadesi amacıyla talimatı üzerine Elvan'ın taşınmazı davalıya devrettiğini, bankadan temin ettikleri ödeme planına göre 120 ay üzerinden davalıya ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını ve 7 aylık ödemenin yapılmasına rağmen davalının ödeme belgesi vermediği gibi elindeki senetleri de iade etmediğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı ve yargılama sırasında 22.09.2010 tarihinde davalı hakkında tefecilik eyleminden dolayı suç duyurusunda bulunduğu, Çorum C.Başsavcılığının 02.02.2011 tarihli iddianamesi ile davalı hakkında tefecilik suçundan cezalandırılması istemiyle Çorum 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/77 Esasına kayıtlı dava açıldığı ve yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır.Somut olayın özelliği gereği burada yemin delili üzerinde durulması gerekmektedir.Yemin; bir tarafın mahkeme önünde belirli bir vakıanın doğruluğu konusunda yasanın öngördüğü şekilde yaptığı beyandır. Kesin ve tamamlayıcı olmak üzere yemin ikiye ayrılmaktadır. İspat yükü altında bulunan tarafın uyuşmazlığı çözüme bağlayıcı bir vakıa hakkında hasmına önerdiği yemine kesin yemin denmektedir. (Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK). m. 344 (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m.225 vd.). Tamamlayıcı yemin ise; gösterilen delillerin iddiayı kanıtlayamaması ve dava hakkında bir karar vermek için yargıçta bir kanaat oluşturmaması halinde yargıcın taraflardan birine önerdiği yemindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda tamamlayıcı yemine yer verilmemiştir.Taraflardan birinin diğerine yemin önerisinde bulunabilmesi için öncelikle dava dilekçesinde yemin deliline başvuracağını açıkça belirtmiş olması gerekir (HMK.119/e-f-m.;HUMK m. 179/III ve 195/1). Yeminin, ancak isbat yükü kendisine düşen kişi tarafından önerilmesi mümkündür. Yemin konusu vakıanın önerilen tarafın kendisinden kaynaklanan vakıalara ilişkin olması gerekir (HMK.m 225;HUMK m. 345). Yemin, son çare olarak başvurulan bir delildir. Başka bir deyişle, yemin deliline başvurabilmek için öncelikle yemin önerisinde bulunanın ileri sürdüğü diğer delillerin incelenmesi ve bunların yeterli olmadığının anlaşılması gerekir. Bu nedenle, tüm deliller toplanıp değerlendirilmeden mahkemece davacıya yemin teklif edilmesine bir sonuç bağlanamaz. Özellikle, davalının, sanık olarak yargılandığı Çorum 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/77 Esasına kayıtlı derdest olan ceza davasının bulunduğu, her ne kadar BK'nin 53. (TBK. 74.) maddesi hükmü uyarınca kural olarak ceza mahkemesi tarafından verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de, orada belirlenen veya belirlenecek olguların eldeki dava bakımından bağlayıcı olacağı ve yazılı bir belge ibraz edilememişse de, ceza dosyasında sabit görülen bazı olguların (6100 sayılı HMK'nin 202.) HUMK'nun 292. maddesi gereğince delil başlangıcı olarak değerlendirilebileceği açıktır. Hal böyle olunca; ceza davasının sonucunun beklenmesi, ceza dosyasındaki ve eldeki dosyadaki delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.