Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8150 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4492 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : KARAMÜRSEL SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/01/2013NUMARASI : 2012/271-2013/86Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı kurum tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava , tapu kaydında malik gözüken kişi ile murisinin aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. Mahkemece , davanın kabulüyle , çekişmeli taşınmazın tapu kaydının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden ; davacıların miras bırakanlarının nüfus kayıtlarında M..kızı A.. Ö. olarak kayıtlı olduğu halde 331 ada 26 parsel sayılı taşımazın tapu kaydında 7/148 payın baba adı ve soyadı belirtilmeksizin “kızı L..” adına tescil işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler (satış akit tabloları ve ekleri) getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacılar , 331 ada 26 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tesbit tutanağının edinme bölümünde L..nin M..ve K.. kızı olarak belirtildiğini iddia ettikleri halde mahkemece anılan taşınmazın kadastro tespit tutanağı getirtilip davacıların iddiaları denetlenmediği gibi kadastro tespit tutanağı bilirkişileri de tanık sıfatıyla dinlenmemişlerdir. Keşifte ve duruşmada dinlenen davacılar tanıklarının anlatımları yetersiz olduğu gibi birbiriyle de örtüşmemektedir. Zabıta araştırmasında da çekişmeli taşınmazın paylı maliklerinden A..D.'ın duyuma dayalı ve yetersiz beyanları tutanağa aktarılmış olup , köydeki muhtar , ihtiyar heyeti üyeleri ile elverişliğince yaşlı ve yansız kişilerin beyanları alınarak yöntemine uygun şekilde zabıta araştırması da yaptırılmamıştır. Tapu kayıt malik/maliklerinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Kabule göre de 331 ada 26 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 7/148 pay maliki L.nin baba adı ve soyadı yazılmamış olup mahkemece tapu kütüğünde malik olarak gözüken L..ile davacıların miras bırakanı olan M.kızı A.. Ö..in aynı kişiler olduklarının tespitine karar verilmesi gerekirken tapu sicilinde hiç olmayan baba adının ve soyadının tapuya yazılmak suretiyle kaydın düzeltimine karar verilmesi de doğru değildir. O halde mahkemece; taşınmaz başında keşif yapılıp yukarıda değinilen şekilde araştırma ve incelemeyle oluşacak sonuca göre tespit veya red yönünde karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nin 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.