Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8143 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 5375 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : SİNOP ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/12/2011NUMARASI : 2011/104-2011/848Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 7 numaralı bağımsız bölümün, öncesinde davalı B. adına kayıtlı iken, vekil tayin ettiği davalı N.tarafından 11.02.2010 tarihinde davalı H.ye temlik edildiği anlaşılmaktadır. Tapu Sicil Müdürlüğü (Hazine) temlik tarihinden önce vekil N.'nin azledildiğinin bildirildiği halde hataya düşüldüğünü, azil keyfiyetinin gözardı edilmek suretiyle temlikin gerçekleştirildiğini ve bundan dolayı Hazine'nin sicillerin tutulmasından mütevellit kusursuz sorumluluğu bulunduğunu ve bu nedenle hakkında açılan tazminat davası bulunduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.Hemen belirtilmelidir ki, sicilin tutulmasından dolayı Hazine aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2010/681 esas sayılı davanın takip edilmeyerek işlemden kaldırıldığı dosya kapsamı ile sabittir. O halde, Hazine'nin eldeki davayı açmakta hukuki yararının var olmadığı söylenemez.Bilindiği üzere; tapu sicillerinin tutulmasına hakim olan prensiplerden biri tescil, diğerleri sicillerin aleniliği, güvenilirliği, Hazine'nin kusursuz sorumluluğu ve bir diğeri ise sicilin geçerli bir hukuki sebebinin bulunması yani illetten mücerret olmamasıdır.Somut olayda gelince; azledilen vekil aracılığıyla davalı B.a ait çekişmeli taşınmaz işleme tabi tutularak satış suretiyle davalı H.'ye intikal ettirilmiştir. Davalı H. ilk el konumunda olup, sicilin dayanağı vekaletnameye istinaden satın almıştır. Buna göre özellikle, 1939 tarih ve 11/60 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca 2. el konumunda olmayan davalı H.'nin T.M.K.'nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanması mümkün değildir. Bir başka ifade ile adına oluşan kayıt, T.M.K.'nun 1025. maddesi uyarınca yolsuz tescil niteliğindedir.Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının, temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.