Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8101 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 5916 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : TRABZON 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/07/2011NUMARASI : 2011/102-2011/194Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, mülkiyeti mazbut Fatih Sultan Mehmet Vakfına; 5737 sayılı Yasa uyarınca yönetim ve temsili davacı Vakıflar İdaresine ait çekişme konusu 16 parsel sayılı " çeşmesi olan bahçeli kargir cami" vasıflı (Trabzon Ayasofya Kilisesi olarak bilinen ) taşınmazın Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulunun 4.9.1985 gün, 1426 sayılı kararıyla, " 2863 sayılı Kanun uyarınca korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescilinin devamına " karar verildiği; Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Ankara Bölge Kurulunun 24.1.1986 gün, 8354 sayılı kararıyla da" Ayasofya Kilisesinin müze olarak kullanılmasına ve bu kullanıma gelecektede devam edilmesi" yönünde karar alındığı; taşınmazın, davalı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından fiilen müze olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.Öte yandan, davacı Vakıflar İdaresi tarafından davalı Bakanlık aleyhine çekişmeli taşınmaza ilişkin olarak aynı sebeple açılan elatmanın önlenmesi davası sonucunda, Trabzon 2. Asiliye Hukuk Mahkemesinin 5.11.1997 günlü, 1996/ 409 esas,1997/ 315 sayılı kararıyla davalı Bakanlığın, taşınmazı müze olarak kullanımının dayanağı olan idari kararlar iptal edilmeden ve kaldırılmadan haksız müdahaleden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve derecaattan geçmek suretiyle 16.8.1998 tarihinde kesinleştiği; mahkemece sözü edilen bu kararın eldeki dava bakımından kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verildiği görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki, kural olarak elatmanın önlenmesi davalarında verilen kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Çekişmeli taşınmazın, yukarıda sözü edilen kültür varlığı olarak tesciline ve müze olarak kullanımına ilişkin idari kararlar, 2863 sayılı Yasanın 10. maddesi gereğince davalı Bakanlığa, taşınmazın korunması için gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve bunların her türlü denetimini yapmak yetkisini vermekte ise de, taşınmazı kullanım hakkı vermez. Diğer bir anlatımla , davacı Vakıflar İdaresinin taşınmazda tasarruf hakkını ve kurul kararı uyarınca davacı tarafından müze olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaz.2863 sayılı Yasanın 11/2. maddesi hükmü gereğince, malikler bu varlıkların üzerindeki mülkiyet haklarının tabii icabı olan ve bu kanunun hükümlerine aykırı bulunmayan bütün yetkilerini kullanabilirler. İdari kararlara aykırı kullanım halinde ise 2863 sayılı Yasada öngörülen idari ve cezai yaptırımların uygulanacağı tartışmasızdır.Somut olayda, davacı Vakıflar İdaresi ile davalı Bakanlık arasında taşınmazın kullanımı açısından bir protokol veya sözleşme düzenmiş değildir. Davalı Bakanlığın, taşınmazın müze olarak kullanımına ilişkin tahsis talebinin de davacı Vakıflar İdaresi tarafından reddedildiği dosya kapsamıyla sabittir.Bu durumda, davalı Bakanlığın fiilen taşınmazı müze olarak kullanımını haklı kılan bir anlayış, Anayasanın 35. ve Türk Medeni Kanununun 683. maddelerinde düzenlenen ve teminat altına alınan mülkiyet hakkının ihlali anlamını taşıyacağı açıktır.Hal böyle olunca, kayda üstünlük tanınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.Davacı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.6.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.