MAHKEMESİ : BANDIRMA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/12/2012NUMARASI : 2012/43-2012/334Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı A.D.tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakim.raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, muris muvazası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, tarafların miras bırakanı Ş. D..in maliki olduğu 1008 ve 1009 parsel sayılı taşınmazları H. D.e; 1213 parsel sayılı taşınmazını ise 1/2'şer pay ile S. D.ve Ş.D.e ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile temlik ettiği, temlik işleminin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı görülmüştür.Bilindiği üzere, ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. [818 sayılı Borçlar Kanunu m. 511. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının m. 611.)]. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. [818 sayılı Borçlar Kanunu m. 514. (6098 sayılı Türk Borçlar yasasının m 614.)].Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. [818 sayılı Borçlar Kanunu m. l8 (6098 sayılı Türk Borçlar yasasının m. 19)]. Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur. Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir.Somut olaya gelince, miras bırakan Ş..D..'in 1008 ve 1009 parsel sayılı taşınmazlarını H.. D.'e, 1213 parsel sayılı taşınmazını ise 1/2'şer pay ile S. D..ve Ş. D.e ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile 08/06/2007 tarihinde temlik ettiği, miras bırakanın temlik dışı 1010 ve 1015 parsel sayılı taşınmazlarının kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davalıların ölünceye kadar bakım akti ile verilen taşınmazlar ile geriye kalan taşınmazların değeri tespit edilmemiş, murisin yapmış olduğu tasarrufi işlemin terekesi gözönüne alındığında makul oranda kalıp kalmadığı belirlenmemiş, bu hususlarda taraf delilleri toplanmamıştır. Hal böyle olunca, taraf delillerinin eksiksiz olarak toplanması, davalılara ölünceye kadar bakım akti ile verilen taşınmazlar ile dava dışı diğer taşınmazların değerlerinin belirlenmesi yapılan temliklerin makul oranda olup olmadığı saptanmalı tüm delillerin eksiksiz toplanması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kararv erilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.5.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.