Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 809 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 11945 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: AKYAZI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 29/07/2008NUMARASI: 2007/152-2008/339Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, davalı ile ortak miras bırakanları H.in 477 parsel sayılı taşınmazı dava dışı M.C.’e, M.C.in de davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, asıl amacın bağışlama olduğunu, yapılan temliklerin muvazaalı olup diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ileri sürerek payları oranında iptal ve tescil isteminde bulunmuşlardır.Davalı, taşınmazı bedelini ödeyerek aldığını ve açılan davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu belirterek reddini savunmuştur.Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davacılar S.A.ve H. Ö.tarafından açılan davaların kabulüne, davacı M. Ö. yönünden ise, önceden bildiği muvazaa iddiasına dayanmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı M. Ö. ve davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi H.F. D.in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılmış tapu iptal ve tescil davasıdır. Dosya kapsamı ve toplanan delilere göre muris H.in danışıklı işlem sonucu terekeden mal kaçırmak amacıyla niza konusu taşınmazı dava dışı M.ya devrettiği ve ondan da davalı H.'e intikal ettiği belirlenmek ve gözetilmek suretiyle muvazaadan dolayı açılan davanın bir kısım davacılar yönünden kabulü kural olarak doğrudur. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. 477 parsel sayılı taşınmaz muris H.adına kayıtlı iken dava dışı M.'ya devredilmiş, bu kişiden de davalı H.Ö.e intikal ettirilmiştir. Niza konusu 477 parsel, 478 ve 480 nolu parsellerle tevhid edilmiş ve 670 parsel oluşmuştur. Söz konusu parselde mirasçı olarak davalı ile davacılardan M,in de payı bulunmaktadır. Ayrıca, 670 parsel 671 ve 672 parsellere ifraz görmüş, 671 parsel davacı M.e intikal ettirilmiş, 672 parsel ise davalı H. Ö.adına tescil görmüş, daha sonra da 105 ada 1 parsel numarasını almıştır. Mahkemece davacı M.in tevhit ve ifraz işlemlerini bildiği, uzun süre ses çıkarmayarak bu işlemlere onay verdiği gerekçesiyle bu kişinin açtığı dava reddedilmiş ise de; mahkemenin gerekçesi dosya kapsamına ve hukuki olgulara uygun düşmemekHemen belirtilmelidir ki, aktin yapıldığı andan itibaren yoklukla malül olan bir işlemin onayla geçerli hale getirilmesi mümkün değildir. Kaldı ki diğer davacılar S.. ve H..nin açmış hlduğu dava kabul edilmiştir. Bu nedenle aynı işlernde bir davacı için işlemin dalnışıklı olduğu, diğeri yönünden geçerli olduğunu kabul etme olanağı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; muris muvazaasının varlığı kabul edilerek niza konusu 477 parselin gittisi olan 105 ada 1 parselin oluşumundaki miktarı araştırılıp, bu miktara yansıyan pay belirlenerek bu pay üzerinden davacıların veraset ilamındaki paylarına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile davacı M.hakkındaki davanın reddine, diğer davacılar yönünden m2 üzerinden kabule karar verilmesi doğru değildir. Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.01.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.