Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8075 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 5285 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: MERSİN 3. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 27/12/2011NUMARASI: 2010/1337-2011/1810Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2511 parsel sayılı taşınmazın kayden davacı adına, komşu 494 parselin ise davalı ile birlikte dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğu, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi rapor ve krokisine göre (A) ile gösterilen 7.84 m² lik zemin ve (B) ile gösterilen merdiven bölümünün davacı taşınmazı kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.Davacı, davalıya ait binanın taşkın olduğunu ve aynı zamanda kendi taşınmazından tarafa pencere açmak suretiyle müdahalede bulunulduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Bilindiği üzere, taşınmazdaki mütemmim cüz niteliğinde olan yapınında akıbetini belli edecek olan yıkım istekli böyle bir davada tüm paydaşların yer alması zorunludur.Öte yandan; komşu parselde bulunan binadaki pencereler nedeniyle davacı taşınmazına fiilen elatma bulunmadığı, davalının kendi mülkiyet alanı içerisinde imar mevzuatına aykırı olarak davacı taşınmazına cepheli pencere açmasının idari yaptırımı gerektirdiği gibi TMK nun 737. maddesinde düzenlenen hoşgörü sınırlarını aşacak nitelikte bir davranış olarakta yormlanamaz. Bu durumun komşuluk hukuku açısından zarar verici nitelikte olduğunu söyleyebilme imkanı da bulunmamaktadır. Ayrıca bir kimsenin kendi mülkiyet alanı içindeki binası veya bölümüne pencere açma olgusu TMK nun 683. maddesi gereğince mülkiyet hakkının bir sonucu olup, pis koku, duman vs gibi haller dışında pencere açmanın karşı tarafın aile mahremiyetinin ihlali niteliğinde olduğu da kabul edilemez.Hal böyle olunca, davacıya yıkım isteği yönünden komşu parseldeki kayıt maliki diğer paydaşlar aleyhine de dava açabilme olanağının (önel verilerek) sağlanması, açıldığı takdirde o davanın eldeki dava ile birleştirilmesi ve ondan sonra bir hüküm kurulması, imar mevzuatına ve komşuluk hukukuna aykırılık iddiası ile pencerelerin kapatılmasına ilişkin davanın ise reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.