Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8065 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5907 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: TUZLA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 17/03/2009NUMARASI: 2007/851-2009/239Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, kayden maliki oldukları 1807 parsel sayılı taşınmazın Tuzla Belediyesi Encümen kararı ile imar uygulamasına tabi tutulduğunu, imar uygulamasının İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 2001/452 Esas, 2004/272 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini ileri sürerek, taşınmazın eski hale iadesi isteğinde bulunmuşlardır.Davalı Hazine, husumet itirazında bulunmuş, davalı belediye ise davacıların idare mahkemesinde dava açmadıklarını, davacılar yönünden imar işleminin geçerli olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, imar işleminin idare mahkemesince iptal edildiği gerekçesiyle taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmiştir.Karar, davalılar Hazine ve Belediye vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilmesi nedenine dayalı eski halin iadesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; dava konusu 1807 parsel sayılı taşınmazın Tuzla Belediyesi Encümen kararı ile imar uygulamasına tabi tutulduğu,yapılan bu imar uygulamasının dava dışı S. Ç. tarafından İstanbul 5. idare mahkemesine açılan 2001 / 452 Esas, 2004/272 Karar sayılı ve 27.02.2004 tarihli davası ile davacı S.parseli ile sınırlı olarak iptaline karar verildiği ve iptal kararının derecattan geçerek kesinleştiği görülmektedir. 2577 Sayılı Yasanın 2. maddesi gereğince İdari Mahkemelerinin açılacak olan davalar neticesinde genel olarak tüm parselleri kapsayacak şekilde idari karar ve işlemin iptaline karar verilebileceği gibi dava açan kişiye özgü subjektif nitelikte karar vermesi de olanaklıdır. Somut olayda, değinilen iptal kararı genel nitelikte bir iptal kararı olmayıp iptal davası açan davacının parseline ilişkindir. Öte yandan davacılar tarafından idare mahkemesine imar işleminin iptali için açılan dava bulunmamaktadır. Bu durumda imar işleminin davacılar yönünden ayakta olduğu ve imar parsellerinin hukuki geçerliliğini koruduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Davalıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.