Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8052 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19864 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : ORDU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/03/2013NUMARASI : 2011/281-2013/111Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı A.. Ö.. vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava; paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece; davalılar İ.. Ö.. ile N.. Ö.. hakkında açılan davanın işlemden kaldırılıp yenilenmediği gerekçesi ile onlar yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davalılar yönünden ise çekişmeye konu taşınmazları davalıların kullandıkları, paydaş olan davacıların tasarruf edemedikleri gerekçesi ile ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı A.. Ö.. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ecrimisile konu taşınmazlardan 863 parsel sayılı taşınmaz ile 901 parsel sayılı taşınmazın davacılar ile davalı A.. Ö.. arasında paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu ve fındık bahçesi vasıflı olduğu kayden sabittir.Davacılar; davalılarla birlikte paydaş oldukları çekişme konusu 29 parça taşınmazın tamamını davalıların kullandıklarını ileri sürerek, 2006- 2010 yılları arası için her bir davalıdan talep edilen ecrimisilin faizi ile birlikte tahsili istekli eldeki davayı açmışlar, yargılama sırasında davalılar N.. Ö.. ile İ.. Ö.. hakkındaki davalarını müracaata bırakmışlar, davalı A.. Ö.. ise, davacıların aynı sebeple Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/865 esas, 2005/211 karar sayılı dosyasından açtıkları dava neticesinde davacıların paylarına isabet eden kısımları kullanılmadığını ve tel örgü ile ayırdığını, bu durumu noter kanalı ile gönderdiği ihtarla da davacılara bildirdiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.Hemen belirtilmelidir ki, dava konusu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.Somut olaya gelince; davacıların aynı taşınmazlarla ilgili olarak davalılar aleyhine 1998-2002 dönemine ilişkin ecrimisilin tahsili hususunda açtıkları davanın Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 27.07.2005 tarihli, 2003/863 Esas, 2005/211 sayılı kararı ile kabul edildiği, dereceattan geçmek suretiyle 15.09.2008 tarihinde kesinleştiği, bu davadan sonra davalı Ali'nin davacılara gönderdiği Ankara Yenimahalle 4. Noterliği'nin 16.11.2011 tarihli ihtarnamesi ile; müşterek malik oldukları 863 ve 901 parsel sayılı taşınmazlardaki davacı paylarının terk edildiğini ve tel örgü ile ayrılan bu kısımları kullanmayacağını, ürününü toplamayacağını ihtar ettiği, her ne kadar anılan ihtarın davacılara tebliğ edildiğine dair evrakta şerh yeralmasa da davacılar vekilinin evrak arasına sunduğu 01.10.2012 tarihli dilekçesinde; anılan ihtara karşı keşide edilen Ordu 4. Noterliğinin 24.11.2012 tarihli cevabı ile; tek başına diğer paydaşları çağırmadan, onlarla anlaşmadan, yer ayırma işleminin hukuken kıymetinin bulunmadığını ve kendilerini bağlamayacağını bildirdiklerini beyan etmiş olması karşısında, davalının gönderdiği ihtarın davacılara ulaştığı anlaşılmaktadır. Öte yandan; mahallinde yapılan uygulama sırasında davalı tanıkları S. E. ile S.G.; davacıların köyde, davalı Ali'nin ise Ankara'da ikamet ettiğini, 4-5 yıl önce taşınmazların bir kısmını davacıların hissesi karşılığı ayırdığını, bu kısımların fındığını toplamadığını beyan ettikleri, harita mühendisi bilirkişi E.A. da 16.10.2012 tarihli raporunda 901 nolu parsel ile 863 nolu parselde yaklaşık 400 m²'lik alanların tel örgü ile çevrilerek ayrıldığını bildirdiği sabittir. O halde; ecrimisile konu yapılan ve kabul kapsamına alınan 863 ve 901 nolu parsellerde davalıların kullanabilecekleri bir kısım yerlerin bulunduğu tartışmasız olup, bu taşınmazlarla ilgili ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur.Hal böyle olunca, davalı Ali yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı A.. Ö.. vekilinin belirtilen nedenle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.