Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8050 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5741 - Esas Yıl 2013





Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava;çaplı taşınmaza ve yola elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece; tersimat hatası bulunduğu, bu durumun kadastro müdürlüğünce düzeltilebilecek işlem mahiyetinde olduğu, bu nedenle idari makama başvurmadan doğrudan mahkemeye açılan davanın dinlenme olanağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın yargı yeri nedeniyle reddine karar verilmiştir.Davacı; kayden paydaşı olduğu çaplı taşınmaza, komşu 1124 parsel maliklerinden olan davalının bir kısmını kullanmak ve taşınmazlar arasındaki kamu yolunu da tamamen kendi hakimiyetine almak suretiyle hem taşınmazına hem de yola müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı ise taşınmazını kadastral sınırları içinde kullandığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 213 parsel sayılı taşınmazda davacının, komşu 1124 parsel sayılı taşınmazda ise davalı İ.Ö.'ın paydaş bulundukları, mahallinde yapılan uygulama sonucu alınan bilirkişi raporlarında her iki parsel tarafında da tersimat hatası bulunduğu, parseller arasındaki yolun değerlerinin yazılmaması nedeniyle yol genişliğinin net olarak tespit edilemediği, mevcut tersimat hatasının parsellerin bulunduğu paftanın tamamını kapsaması nedeniyle 3402 sayılı Yasanın 22/a maddesi uyarınca yapılacak düzenleme sonucunun beklenmesinin uygun olacağının belirtildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, yapılan keşif neticesinde elde edilen bilirkişi raporu ile 3402 sayılı Yasanın 41.maddesi hükmü uyarınca tersimat hatası bulunduğu kabul edilip, Kadastro Müdürlüğünce 3402 SK 22/a maddesi uyarınca yenileme çalışması yapılacak ise de bunun ne zaman yapılacağının belirsiz olması nedeniyle sonucunun beklenmesinin usul ekonomisine uygun olmadığı benimsenmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, bu durumda 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi uyarınca düzeltme başvurusunda bulunulmadığı ve dava da açılmadığı dikkate alınarak, çapın iptal edilinceye kadar geçerli olacağı gözetilerek, davacının mülkiyetten kaynaklı üstün hakkına bir elatmanın bulunup bulunmadığının mevcut çap durumuna göre tespiti ile oluşacak sonuca göre bir karar değer verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.