MAHKEMESİ: DİKİLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 24/11/2009NUMARASI: 2000/136-2009/305Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacılar, kayden maliki oldukları 783 ve 3187 parsel sayılı taşınmazlara davalıların havadan ve yer altından elektrik hattı geçirmek suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürüp, elatmanın önlenmesine ve elektrik kabloları ile direklerinin yıkımına karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar M. ve M. dava konusu taşınmazda paydaş olduklarını, elektrik direklerinin bir kısmının dikimini sağladıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Davalı C. dava konusu taşınmazlara müdahalesi olmadığını, elektrik direklerinin Tedaş tarafından hazırlanan projesine göre dikildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Birleşen davalarında ise, kayden maliki olduğu 745 parsel sayılı taşınmaza elektrik getirilmesini sağlayan ve davalılara ait 783 ve 3187 parsel sayılı taşınmazlardan geçen hattın Tedaş tarafından hazırlanan proje doğrultusunda tesis edildiğini ileri sürüp Medeni Yasanın 688. maddesi gereğince anılan taşınmazlarda irtifak hakkı tesisine ve tapuya şerhine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazlara 745 parsel sayılı taşınmaza elektrik getirebilmek için hat döşendiği, bir kısım davalıların hattın döşenmesi ile ilgileri olmadığı, direklerin sökülmeden irtifak bedellerinin ödenerek yerinde kalmasının ekonomik olarak yerinde olacağı, yer altından geçirilen ve halen faal olmayan kablonun tarımsal faaliyete zararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı N. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine, birleşen davalar ise, elatmanın önlenmesi, yıkım ve irtifak hakkı tesisi ile tapu kaydına şerh verilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine, birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 783 parsel sayılı taşınmazda davacı N.kayden paydaş iken taşınmazın yargılama sırasında hükmen ifrazla 6 parçaya ayrıldığı, oluşan 4921 ve 4923 parsellerin müstakilen davacı N.adına tescil edildiği, 3187 parsel sayılı taşınmazın ise kayden davacı H. H.adına kayıtlı olduğu, davalı C.’un kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı olmadığı anlaşılmaktadır.Birleşen 2000/264 esas sayılı dosya yönünden; çekişme konusu 783 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan ve davacı N. adına müstakilen tescil edilen 4921 ve 4923 parsellere davalının bir müdahalesi olmadığı, direklerin sınırda kaldığı belirlenmek suretiyle davacı N.davasının reddine karar verilmiş olması doğrudur. Diğer taraftan, davacı H.H.taşınmazı bakımından, mahkemece yapılan uygulama sonucu alınan 01.06.2009 tarihli fen bilirkişi raporunda 8, 9 ve 10 numara ile gösterilen elektrik direklerinin 3187 parsel sayılı taşınmaza müdahalesi sabit olup, birleşen davada davacı C.taşınmazı olan 745 parsel lehine irtifak hakkı tesis edildiğine göre, anılan davacı bakımından bu nedenle davanın reddi doğrudur. Davacı N.’nin diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacı N.’nin öteki temyiz itirazlarına gelince; asıl davada davalı C.un 783 parsel sayılı taşınmazına havadan ve yer altından elektrik kablosu geçirmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış olup davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın 783 parselin ifrazı ile oluşan 4923 parsel sayılı taşınmaza yer altına elektrik kablosu döşemek suretiyle müdahale ettiği sabit olup, Türk Medeni Kanununun 744.maddesinde öngörülen unsurların davalı yararına gerçekleşmediği gözetilerek elatmanın önlenmesi yönünden davanın kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir. Öte yandan, davacı ıslah suretiyle yıkım talebinde bulunmuşsa da, hiç dava konusu edilmeyen bir hususun ıslah yoluyla davaya dahil edilemeyeceği ve dava konusu edilemeyeceği açıktır. Bu nedenle, davacıya yer altından geçen elektrik kabloları bakımından yıkım istekli dava açması için önel verilmesi, açıldığı taktirde eldeki dava ile birleştirilip, ondan sonra sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile asıl davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez. Birleşen 2000/262 ve 2003/254 esas sayılı davalarda; davacı N.adına kayıtlı olan ve yargılama sırasında ifrazen tescil edilen 4921 ve 4923 parsel sayılı taşınmazlara irtifak tesisine konu edilen elektrik direklerinin dosya kapsamı ile sınırda olduğu, anılan her iki taşınmaza müdahale etmediği halde irtifak tesisi kapsamına 4921 ve 4923 parsellerin de alınmasının doğru olduğu söylenemez. Ayrıca; irtifak tesisi istekli her iki davada talep bulunmadığı halde tapu kaydının iptali ve tescili yönünden karar verilmesi de doğru olmadığı gibi, irtifak hakkı tesisi amaçlanan davada ayrıca iptal ve tescile karar verilmiş olması doğru sicil oluşturma ilkesine de aykırıdır. Davacı N.’nin, bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.