Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Gülizar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacılar, kayden paydaşı oldukları 4063 parsel sayılı taşınmazdaki binanın zemin katını 1995 tarihinden itibaren davalıların kullandıklarını, birinci katını ise eşya koymak suretiyle tasarruf ettiklerini, taşınmazdan payları oranında yararlanamadıklarına ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.Davalılar ise, dava konusu taşınmazın zemin katını öncesi ahır iken davacıların muvafakati ile mesken haline getirip uzun süredir kullandıklarını, birinci katın davacı F. kullanımında olup, tasarruflarının söz konusu olmadığını davalı G. taşınmazda paydaş olmamakla birlikte diğer davalıların annesi olup çocukları ile birlikte oturduğunu, intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 4063 parsel sayılı taşınmaz mirasbırakan A.. Ö.. adına kayıtlı iken murisin 01.05.1997 tarihinde ölümü ile mirasçıları olan davacılar ve davalı G.Ö. dışındaki davalıların 08.11.2004 tarihinde intikal yaptırdıkları ve taşınmazda elbirliği halinde malik oldukları davalı G. Ö. ise kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)Somut olayda, dava konusu edilen taşınmazı mirasbırakan A.. Ö.., eşi davacı F. oğulları davalıların murisi A.ve davalılar hep birlikte ikamet olarak kullanmakta iken oğul A.ölümü ile davalıların zemin kata yerleştikleri, muris A.. Ö..’in de ölümü ile davacı F. bir süre taşınmazın birinci katında oturmaya devam ettiği, daha sonra kızı davacı Bediha’nın yanında kalmaya başladığı, davalıların ise muris A.. Ö..’in ölüm tarihi olan 01.05.1997 tarihinden beri zemin katını davacıların muvafakati ile dava tarihine kadar kullandıkları, davalı G.taşınmazda paydaş olmamakla birlikte maliklerden olan diğer davalı çocukları ile birlikte oturduğu davacıların bu şekildeki kullanıma dava tarihine kadar itiraz etmedikleri, taşınmazda ortaklığın giderilmesine yönelik Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen 2007/1022 esas sayılı davayı da eldeki davanın davalılarının 05.06.2007 tarihinde açtıkları görülmektedir. Öyle ise, davalı G.taşınmazı kullanımının muvafakate davalı olduğu dava açılmakla muvafakatin geri alındığı kabul edilmelidir. Davanın açıldığı tarihe kadar davalı G. haksız işgalci olarak kabul etmek imkansız olup, haksız işgalcinin taşınmazı kullanmasından dolayı ödemekle mükellef olduğu haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisilden anılan davalının sorumlu tutulması da mümkün değildir. Hal böyle olunca; davalı G.hakkındaki davanın da reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi, davacıların paylarına isabet eden bilirkişilerce belirlenen ecrimisilin tamamının davalı G.dan tahsiline karar verilmiş olmasıda doğru değildir.Davalı G.bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.4.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.