MAHKEMESİ: ESKİŞEHİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 21/10/2008NUMARASI: 2007/301-2008/352Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 11 sayılı imar parseli üzerinde bulunan binasını, imar uygulamasından önce yaptırdığını, davalı tarafın binanın kendi taşınmazlarına tecavüzlü olduğunu iddia ederek muaraza yarattıklarını ileri sürerek davalının taşınmazına elatmanın önlenmesini istemiştir.Davalı, bir tecavüzünün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşturMahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Duruşma isteği değerden reddedildi.Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı, davalı ile birlikte 111 parsel sayılı taşınmazda paydaş iken, taşınmaza 2 katlı bina yaptığını, sonradan yapılan imar uygulaması sonucunda 11 sayılı imar parselinin adına, komşu 10 nolu imar parselinin ise davalı adına tescil edildiğini, imar uygulaması sonucu binasının davalıya ait 10 nolu imar parseline tecavüzlü olduğu iddiasıyla karşı karşıya kaldığını, davalının bu nedenle muaraza yarattığını, oysa asıl davalıya ait 10 nolu imar parselinin kendisine ait taşınmaza tecavüzlü olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı; gerçektende 111 sayılı kadastral parselde taraflar paydaş iken, davacının kadastral parsel üzerine bina inşa ettiği, daha sonra yapılan imar uygulaması sonucu 11 nolu imar parselinin davacıya, 10 nolu imar parselinin ise davalıya verildiği ve sözü edilen binanın davalıya ait imar parseline taşkın duruma geldiği anlaşılmaktadır.Davacının, söz konusu binayı davalının karşı çıkması nedeniyle kullanmasına engel olunmaya çalışılmak suretiyle muaraza yaratıldığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı sabittir.Bilindiği üzere, 3194 sayılı İmar Kanunun 18.maddesinin 9.fıkrasında "... hisseli bir veya bir kaç parsel üzerindeki yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe ...bu yapıların eski sahiplerince kullanılmasına devam olunur" hükmü öngörülmüştür.Olaya bu açıdan bakıldığında, davacının eldeki davayı açmakta hukuksal yararının bulunduğu tartışmasızdır.Hal böyle olunca, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle muarazanın giderilmesi konusunda bir karar verilmesi gerekmesine karşın, (davalının el atmadığı) biçiminde imar mevzuatıyla bağdaşmayacak biçimde yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.