Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7991 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 5223 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/12/2011NUMARASI : 2010/312-2011/937Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne, karşı davanın reddine ilişkin olarak verilen karar K.Ç. N. K. ve Y.K.tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Davacı ve karşı davalı K. Ç. vekili 22.4.2010 tarihli dilekçe ile; müvekkilinin kayden maliki olduğu kat irtifakı kurulu 18704 sayılı taşınmazın 4 nolu bağımsız bölümünün Büyükçekmece Noterliğinde keşide edilen ihtarnameye rağmen davalılar tarafından haklı bir sebep olmaksızın tahliye edilmediğini bildirip, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Daha sonra 8.7.2011 tarihli oturumda, ecrimisil isteğini atiye terk etmiştir. Davalılar ve karşı davacılar N.K.ve Y.K.davanın reddini savunmuşlar ve çekişmeli 4 nolu bağımsız bölümün davacı ile yapılan sözlü anlaşma uyarınca davacıya ait şirket (Ç. D.Nakliyat Otomotiv Tic.San. Ltd. Şti) adına kredi çekilerek tapusunun davacı üzerine yapıldığı, davacıya ait şirkette işçi olarak çalıştıklarından kredi borcunun tamamının maaşlarından kesildiği halde davacının dairenin tapusunu vermediğini ve işten de çıkarıldıklarını bildirip dairenin rayiç değerinin tespit edilerek davacıdan alınması isteğiyle karşı dava açmışlardır..Mahkemece, karşı davanın ispatlanamadığından reddine, karşı davacı ve davalıların haksız olarak davacının kayden malik olduğu bağımsız bölümde oturdukları gerekçesiyle elatmalarının önlenmesine ve tahliyelerine, ecrimisil isteği atiye terk edildiğinden bu yönde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı dava alacak isteklerine ilişkin olup dosya içeriğinden ve toplanan delillerden mahkemece davacının kayden malik olduğu 4 nolu bağımsız bölümün davalılar tarafından haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanıldığı gözetilerek elatmanın önlenmesine ve ispatlanamayan karşı davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine;Ne varki; Davacı vekili 8.7.2011 tarihli oturumda ecrimisil isteğini atiye terk etmiş olup mahkemece, davacının ecrimisil isteğini atiye terk ettiği gerekçesiyle ecrimisil isteği hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm oluşturulmuş ve davalılar yararına 1.800.-TL vekalet ücreti takdir edilmiştir.1086 sayılı HYUY'da ve gerekse 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'da davanın atiye bırakılması şeklinde bir kavram ve müessese bulunmamaktadır. Davanın atiye terki (bırakılması) deyimi , davanın geri alınması anlamına gelmektedir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nun 123. maddesi (eski 1086 sayılı HYUY'nın 185/1. maddesi ) uyarınca davanın geri alınması ancak karşı tarafın açık kabulü ile mümkündür. Davacının atiye terk (davayı geri alma) isteğine, davalının karşı çıkmaması ve açıkça rıza göstermesi gereklidir. Zimni muvafakat davayı geri almak için yeterli değildir. Somut uyuşmazlıkta asıl davacı vekili 08.07.2011 tarihli oturumda ecrimisil isteğini atiye terk etmiş, aynı oturumda hazır bulunan davalılar vekili bu isteğe karşı çıkmamış ise de açıkça rıza göstermemiştir. Bu durumda asıl davacının atiye bırakma isteğine davalılar vekili açıkça muvafakat etmediğine göre mahkemece asıl davacının ecrimisil isteği yönünden de yargılama yapılıp bu yönde olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi ve oluşacak sonuca göre vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Diğer taraftan karşı davanın reddine karar verildiği halde asıl davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken bu durum gözardı edilerek bu yönde olumlu veya olumsuz hüküm kurulmaması da doğru değildir. Bunlardan ayrı asıl davacı vekili 31.10.2011 havale tarihli dilekçe ile karşı davanın kötü niyetle açıldığından 6100 sayılı HYUY'nın 329. maddesi uyarınca müvekkil (asil) ile yaptıkları sözleşme uyarınca müvekkilden aldığı 2.000.-TL vekalet ücretinin ve takdir edilecek tazminatın davalılardan alınmasına karar verilmesini, ayrıca dava dilekçesinde noterde çekilen tahliyeye ilişkin ihtarname gideri olan 133,53.-TL'nin davalılardan alınmasını istediği halde mahkemece bu istekler hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de dava dilekçesinde dava değeri 10.000.-TL olarak gösterilmiş ise de çekişmeli dairenin değeri keşifte 130.000.-TL olarak belirlenmiş ve bu değer üzerinden harç davacı tarafça tamamlandığı halde mahkemece asıl dava yönünden 130.000.-TL üzerinden davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere eksik vekalet ücreti takdiri de doğru değildir. Açıklanan nedenlerle asıl davacı vekilinin ve davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.