Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 796 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 1865 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ :TAPU KAYDINDA DÜZELTİMTaraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanı ...’in maliki olduğu 194 ve 672 parsel sayılı taşınmazlarda malikin soyadının yazılmadığını, 310 parsel sayılı taşınmazda ise malikin soyadının sehven ‘’ ... ‘’ şeklinde yazıldığını, dava konusu taşınmazların mirasbırakan ...’e ait olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazlarda malik kaydının ‘’ ... ‘’ şeklinde düzeltilmesini istemiş, 22/10/2014 tarihli dilekçesi ile 194 ve 672 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili davadan vazgeçtiğini bildirmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 194 ve 672 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine, diğer dava konusu 310 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın kabulü ile ‘’ ... .......‘’ kaydının ‘’ ......TC numaralı ... ‘’ şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir. Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu tür işler, 6100 sayılı HMK’nin 382/9-ç maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür ve işin niteliği itibarıyla maktu harç alınır. Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltmesini isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin takip yetkisi vardır.HMK'nin geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir. Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, ismi düzeltilmesi istenilen muris ...’in .... köyüne nakil gelmeden önce .../.../.... köyü 41 cilt/27 hane/2 Bsn de kayıtlı kardeş bilgilerinin araştırılmadığı, tespit edilmesi halinde dava konusu 310 parsel sayılı taşınmazın kök kayıtları olan 14/07/1953 tarih ve 9 sıralı eski tapu kaydındaki edinme sebebi ile çakıştırılmadığı, yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca nüfus müdürlüğü ile zabıta araştırılması yapılmadığı anlaşılmıştır. Hâl böyle olunca, yukarıda değinilen somut olgular ve ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, muris ...’in ( nakilden önce ... ) eski hanesindeki kardeş bilgilerinin ilgili nüfus müdürlüğünden, nüfus müdürlüğünden tespit edilememesi halinde Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden araştırılması, kardeş bilgilerinin tespit edilmesi halinde dava konusu 310 parsel sayılı taşınmazın kök kayıtları olan 14/07/1953 tarih ve 9 sıralı eski tapu kaydındaki edinme sebebi ile çakıştırılması, ilgili nüfus müdürlüğünden ‘’ ..... ‘’ isimli şahısların olup olmadığının araştırılması, tespit edilmesi halinde tapu kayıt maliki olup olamayacaklarının gözönünde bulundurulması, yine aynı konuda zabıta marifetiyle araştırılma yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.