MAHKEMESİ : ÇORLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/03/2010NUMARASI : 2009/374-2010/63Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu 137 ada, 1 ve 10 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliki olduğunu, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın 10 nolu parseldeki evi kullanmak, 1 nolu parselde de yapılaşmak suretiyle müdahale ettiğini, sözlü uyarılara rağmen sonuç alamadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine, 5 yıllık ecrimisil bedeli olarak 9.000.-TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karar verilmesini istemiştir.Davalı, çekişmeli taşınmazları kiracı sıfatı ile kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava; çaplı taşınmazlara elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup mahkemece kayden davacıya ait çaplı taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanmak ve muhdesat yapmak suretiyle müdahale ettiği belirlenerek elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ancak davacının, taşınmazı edindikten sonra davalının kullandığını gördüğü ve bildiği halde uzunca bir süre bu duruma ses çıkarmamış ve davalıya bir ihtar ve uyarıda bulunmaması, davalının kullanımına muvafakat edildiği şeklinde değerlendirilmelidir. Bir başka ifade ile taraflar arasında BK’nun 299.maddesi hükmü uyarınca şifahi olarak ariyet sözleşmesi yapıldığı akdin belirli bir süreyi öngörmediği gözetildiğinde de aynı Yasanın 304. maddesi gereğince de dava açılmakla sözleşmenin feshedildiği kabul edilmelidir. Bu durum karşısında taşınmazı kullanan kişinin taşınmaz malikine ödemekle yükümlü olduğu en azı kira bedeli en fazlası mahrum kalınan gelir kaybı olan haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisilden davalının sorumlu tutulamayacağı tartışmasızdır.Hal böyle olunca; ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.