Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7927 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 6765 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: LAPSEKİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 03/03/2010NUMARASI: 2009/165-2010/22Taraflar arasında görülen davada;Davacı, Tereke temsilcisi, miras bırakan G.'ün 462, 643, 926 ve 928 parsel sayılı taşınmazlardaki miras payları ile 836 parsel sayılı taşınmazın tamamını muvazaalı olarak davalı Hasan'a temlik ettiğini, H.'ın da 462 parseldeki payını davalı H.'e trampa ettiğini, işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapuların iptali ile mirasçılar adına tescili isteğinde bulunmuştur.Davalı H., 16.12.2009 havale tarihli dilekçe ile davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, muvazaa iddiası sabit görülerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve mirasçılar adına tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; Lapseki Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/99 E - 139 sayılı bir kısım mirasçılar tarafından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı ve terekeye iade istekli olarak açılan davayı takip etmek üzere Orhan Kahraman'ın tereke temsilcisi olarak atandığı, ancak açılmamış sayılmasına dair verilen kararın 9.11.2009 tarihinde kesinleştiği, tereke temsilcisi O. K.ın aynı iddia ile önceki kararın kesinleştiği 9.11.2009 tarihinde eldeki davayı açtığı, mahkemece muvazaa iddiası sabit görülerek, davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.Tereke temsilcisi tarafından açılan davanın esasına girilerek karar verilmişse de; Lapseki Sulh Hukuk (Tereke Hakimliği) Mahkemesinin 2007/3 Esas - 6 karar sayılı ilamında, muris Gülsüm Şencan terekisini Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/66 Esas sayılı tapu iptal tescil davasında temsil etmek üzere Orhan Kahraman'ın temsilci olarak atandığı sabittir.Türk Medeni Kanununun 403 ve 477 maddeleri dikkate alındığında, tereke temsilcisi O. K.'ın yetkesinin (2007/3-6 Esas-Karar sayılı ilamla), açılmamış sayılmasına karar verilen 2007/66 Esas sayılı davayı takiple sınırlı olduğu, eldeki davada temsil yetkisi bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.Hal böyle olunca, bu davada terekeyi temsil etmek üzere yetki alması için tereke temsilcisine süre verilerek davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesinden sonra, işin esası yönünden bir hüküm kurulması gerekirken, anılan husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.