MAHKEMESİ : BODRUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/07/2010NUMARASI : 2008/207-2010/379Taraflar arasında görülen davada;Davacı, maliki olduğu 32 parsel sayılı taşınmaza, davalılarca hafriyat dökülmek suretiyle müdahale edildiğini, taşınmazı kullanılamaz hale getirdiklerini ve değer kaybına neden olunduğunu, davalı belediyenin de görevlerini ihmal ettiğini ileri sürerek moloz miktarının tespiti ve molozların kaldırılmasına, ecmisile ve tazminata karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davalı .....Hafriyat Taşınacılık San Tic. Ltd.Şti ve İ. dışındaki davalılar yönünden davayı atiye terk ettiğini belirtmiştir. Davalı belediye vekili davanın reddini savunmuş, davalılar .....San Tic. Ltd.Şti. vekili molozun şirketlerince mutabakata dayalı olarak döküldüğünü belirtmiş, davalılar E. ve İ. davanın husumetten reddi gerektiğini belirtmişlerdir.Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza davalı şirket tarafından moloz döküldüğünün keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, bir kısım davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, ecrimisil, tazminat ve eski hale getirme isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davalı ...Hafriyat Ltd.Şti. yönünden elatmanın önlenmesine, molozların kaldırılmasına, değer kaybı nedeniyle tazminat isteğinin kabülüne ve davalı İ.. yönünden davanın reddine karar verilmiştir.Gerçekten de kayden davacıya ait çekişme konusu 32 parsel sayılı taşınmaza davalılardan ....Ltd.Şti.’nin haklı ve geçerli neden olmaksızın moloz ve toprak dökmek suretiyle elattığı belirlenerek, yukarıda yazılı olduğu üzere bu konudaki elatmanın önlenmesi ve molozların kaldırılması isteklerinin kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur.Ancak, mahkemece bir taraftan toprak ve molozların dökülmesi nedeniyle taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilirken, diğer taraftan üzerinde moloz ve toprak bulunması nedeniyle taşınmazın değer kaybedeceği kabul edilerek 109.946.47.-TL tazminatın davalı şirketten tahsiline de hükmedilmiştir.Ne varki, bu talep ile ilgili olarak yapılan inceleme ve araştırmanın hükme elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.O halde, mahkemece bu konuda yapılacak iş, moloz ve toprağın kaldırılması halinde davacı taşınmazında gerçekten bir değer kaybı oluşup oluşmayacağının içlerinde jeoloji mühendisinin de yer alacağı bilirkişi heyeti marifetiyle yapılacak keşif sonucunda saptanması ve gerçekten de bir zarar meydana gelip gelmediğinin tereddüde yer bırakmayacak biçimde belirlenmesidir. Bu husus gözetilmeksizin tazminatın hüküm altına alınmış olması doğru değildir.Diğer taraftan, fuzuli işgal niteliği itibariyle haksız fiil olup, davanın bu fiili gerçekleştiren gerçek veya tüzel kişiye karşı yöneltilmesi asıldır. Somut olayda, Belediye ile şirket ortakları E. ve İ.’in kişisel mahiyette bir elatma olgularının varlığı saptanmamıştır. Esasen davacı da onlar hakkındaki davasının takibinden sarfınazar etmiş olmasına karşın, bu yönden olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gibi, yargılama giderleri ve bu giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden de sorumlulukları cihetine gidilmiş olması da isabetsizdir.Davalı şirket, E., İ. ve Belediye’nin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.