MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLYanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi....'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR-Asıl dava; ikrah hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, senedin iptali birleşen davalar ise elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece; asıl dava bakımından (2008/278 Esas) feragat nedeniyle davanın reddine, birleşen 2008/421 Esas sayılı elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteği atiye bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleşen 2009/150 Esas sayılı dava dosyası bakımından ise takip edilmediğinden HUMK'nun 409/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm tapu iptal ve tescil davasının davacısı ... tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden ; davacının kayden maliki olduğu 1412 ada, 16 parsel sayılı taşınmazda yer alan 2 nolu bağımsız bölümü , 13/06/2008 tarihli satış akdi ile davalı ...'a temlik ettiği, anılan kişinin de 01/07/2008 tarihli satış akdi ile taşınmazı diğer davalı ...'ya devrettiği anlaşılmaktadır.Asıl davanın davacısı ... dava dilekçesinde; davalılardan ... ile birlikte yaşadıklarını, 21/01/2008 tarihinde aralarında çıkan tartışma sırasında döverek silahla tehdit ettiğini, bu eylemi nedeniyle yargılandığı .... Asliye Ceza Mahkemesinin 07/05/2008 tarih, 2008/141 esas, 2008/491 Karar sayılı ilamı ile 1 yıl 8 ay mahkumiyet hükmü ile cezalandırıldığını, hükmün geri bırakılmasına ilişkin kararın temyiz edilmeden kesinleştiğini, davalı ile bu süreçten sonra ve eldeki davanın açılmasından yaklaşık 3-4 ay öncesinde tekrar bir arada yaşamaya başladıklarını,bu defa bir galeriye yaklaşık 8.000,00.-TL borcu olduğunu belirterek silahla tehdit etmek suretiyle senet imzalattığını ve kayden maliki bulunduğu 354 ada, 14 parsel ile davaya konu 1412 ada, 16 parselde yer alan 2 nolu bağımsız bölümün tapuda devri konusunda baskı yaptığını, sonuçta anılan taşınmazları davalı ...'e tapuda satış gibi göstermek suretiyle temlik ettiğini, satış bedelinin ödenmediğini, tapudaki devir sırasında açık verilmesi halinde kendisine ve kızına zarar vereceği konusunda tehdit edildiğini, davalının taşınmazı iktisabından kısa bir süre sonra diğer davalıya muvazaalı olarak devrettiğini, son kayıt maliki ...'nın alım gücünün olmadığını ileri sürerek, eldeki davayı açmış, aşamalarda davacının feragat beyanı üzerine 16/12/2010 tarihli celsede davanın reddine karar verilmiştir.Davacı ilk celseden önce 16/09/2008 tarihinde; vekilini azlederek taşınmaz üzerindeki tedbirin kaldırılmasını istemiş, 17/09/2008 tarihli dilekçe ile iptal ve tescil davasından feragat ettiğini bildirmiş, 13/11/2008 tarihli ilk celsede ise “...davadan feragat ettiğini, tapuya karşılık 70.000,00 TL. senet aldığını, senedi geri vermediğini, açığa imza attığını,senedin davalılardan ...'da olduğunu, bir süre birlikte yaşadıklarını ancak halen nerede olduğunu bilmediğini, hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, diğer taşınmaz hakkında da ...Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtığını davanın derdest olduğunu, vekilini azlettiğini, davayı kendisinin takip edeceğini ” beyan etmiş, 05/02/2009 tarihli celsede ise davacının azlettiği vekili “...feragat dilekçesinin geçerli olmadığını, yanıltmaya dayalı hileli davranışları sonucu iradesinin sakatlandığını, 14/11/2008 tarihinde yeniden vekil tayin edildiğini, taşınmazın iade edilmesi için tedbirin kaldırılması gerektiğini belirterek elinden senet alındığını, taşınmazın iade edileceği düşüncesi ile davadan feragat etmesinin sağlandığını,feragatin gerçek iradeyi yansıtmadığını, öteyandan senede dayalı olarak .... 7. İcra Müdürlüğünün 2008/18428 Esasına kayıtlı dosyası ile senedin takibe konulduğunu ” iddia ettiği anlaşılmaktadır.Öncelikle davalılardan ...'a dava dilekçesinin ve gerekçeli kararın tebliğ edilemediği, adres güncellemesi sonucunda sırasıyla ... C Tipi Kapalı cezaevinde ve .... E Tipi Kapalı Cezaevinde olduğunun saptandığı ve cezaevinde davalı ...'a tebligat yapıldığı, davalının tutuklu veya hükümlü olup-olmadığının açıklığa kavuşturulmadığı görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki; taraf teşkili dava şartlarından olup, Türk Medeni Kanununun 407/1. maddesi uyarınca “bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her ergin kısıtlanır” hükmü uyarınca davalının kısıtlanarak kendisine vasi tayin edilip- edilmediğinin araştırılması ve vasi atanmış ise davanın vasi huzuruyla görülmesi gerektiği kuşkusuzdur.Diğer taraftan; her ne kadar ikrah hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemli dava feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de davacı vekili, yargılama yürütülürken davacı asilden alınan feragat dilekçesinin müvekkilinin gerçek iradesini yansıtmadığını, kandırıldığını belirterek davanın esasının incelenmesi gerektiğini savunmuştur.Açıklamak gerekir ki; davacının davasından feragat etmesi ile o andan dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu nedenle mahkeme feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragattan dönemez ( rücu edemez); feragat ile bağlıdır. Ancak feragatle ortaya çıkan sonucun, buna neden olan rızayı ifsat eden bir sebeple malul olduğu kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceğinde kuşku yoktur. Öte yandan; diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi (B.K. Madde 23 vd.), hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatın feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi feragatın hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğu aynı davada da savunma yoluyla ileri sürebilir.Somut olayda; davadan feragatin davalıların beyanından kaynaklanan hataya bağlı olup -olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.Hal böyle olunca; öncelikle davalının durumunun araştırılarak tutuklu mu yoksa hükümlü mü olduğu, bunun sonucu olarak işlemlerde vasi aracılığıyla temsil edilmesi gerekip- gerekmediğinin belirlenmesi, usulüne uygun taraf teşkilinin sağlanması ondan sonra davacının feragat beyanının gerçek iradesini yansıtıp -yansıtmadığının açıklıkla saptanabilmesi için feragatin hataya dayalı olup-olmadığının, haktan feragat için bir sebebin var olup-olmadığının değerlendirilmesi davacının feragatinin hile ile alınıp- alınmadığı yönündeki iddiaları üzerinde durularak, vakıa biçiminde incelenmesi bu konuda taraf delillerinin toplanması, ortaya çıkacak sonuca göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacı ...'ın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.5.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.