Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7861 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 6793 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ: MUŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 19/12/2006NUMARASI: 2005/446-537Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları O.. oğlu H...’nın maliki bulunduğu ..ve ..parsel sayılı taşınmazların davalılara intikalini sağlayan veraset ilamının iptal edildiğini, kendilerinin mirasçı olduğunun belirlendiğini ileri sürerek tapu iptal tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Davanın kabulüne ilişkin kararın temyizi üzerine Dairece “ ... davalı M.. çekişme konusu taşınmazlarda pay satın alan 3. kişi konumundadır. Ediniminin iyiniyete dayalı olması halinde taşınmazlardaki haklarının korunacağında kuşku yoktur. Ancak mahkemece bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği” gerekçesi ile bozulmuş olup mahkemece, iyiniyetli olduğu gerekçesi ile davalı Mustafa hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi .. ...aporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü -KARAR-Dava, ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davalı Mustafa Demirel hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.Hükmüne uyulan bozma ilamında ketmi verese olgusunun sabit olduğu ancak, ilkel konumunda olmayan davalı M... iyiniyetli olup olmadığı, buna bağlı olarak Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağına değinilmiştir.Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada davalı M...'nın iyiniyetli olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Ne var ki, mahkemenin ulaştığı sonuç, dosyaya yansıyan bilgi ve belgelere uygun düşmemektedir. Davalı M.. taşınmazı satın aldığı kayıt maliki olan kişinin kardeşinin çocuğudur. Yakın akrabalık nedeniyle durumu bilebilecek konumdadır. O halde, Türk Medeni Kanununun 1024. maddesine göre yolsuz tescili bilen ve bilmesi gereken kişinin Türk medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı açıktır. Öte yandan, davalının taşınmazları satın almasına rağmen halen davacılar tarafından kullanıldığı da tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı M..'nın iyiniyetli olduğu söylenemez.Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.07.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.