Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7842 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 4644 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: HATAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 20/02/2007NUMARASI: 2006/9-55Taraflar arasında görülen davada; Davacı F.., kayden maliki olduğu . adet taşınmazını üzerinde tavukçuluk yapmaları şartıyla K..-S. Tavukçuluk San. ve Tic. Ltd. Şti.ne 49 yıl süreyle kiralanması koşuluyla davalı idareye bağışladığını, ancak 2886 Sayılı Yasa gereği kira süresi 10 yıldan fazla olamayacağından ayrı bir protokol düzenlenerek anılan mükellefiyetin davalı tarafından kabul edildiğini ve bu konuda idari kararlar alındığını,ayrıca iki defa onar yıllık kira sözleşmeleri yapıldığını,nevarki,adı geçen şirketin üçüncü dönem için kira akdi düzenlenmesi talebinin davalı idare tarafından reddedildiğini ve çekişmeli taşınmazların satılması yönünde idari karar alındığını,böylece davalının bağış yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürüp,tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş;bilahere dava nedeniyle doğacak talep ve alacak haklarını N...Ç..temlik etmiş olup, adı geçen tarafından davacı sıfatıyla dava takip edilmiştir. Davalı,dava konusu taşınmazların davacı tarafından kayıtsız,şartsız ve bedelsiz hibe edildiğini,protokole aykırılık iddialarının tapu iptali sonucunu doğurmayacağını belirterek;davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,davalı idarenin çekişmeli taşınmazları edinmesine dayanak bağışın kayıtsız,şartsız ve bedelsiz olduğu gerekçesiyle;davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı N...vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.06.2007 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat H..Ç.. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi S..T.tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü : -KARAR-Dava, tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kayden davacı F..'ya ait çekişme konusu ..adet taşınmazın 14.04.1986 tarihli akitle ve bağış suretiyle davalı idareye temlik edildiği ve bilahare bir kısım taşınmazların ifraz ve tevhit işlemleri gördükleri anlaşılmaktadır.Davacı F..çekişme konusu taşınmazların mülkiyetinin devrine dair akit tablosunda her ne kadar koşulsuz olarak hibe edildikleri belirtilmiş ise de; esasen temlikin koşula bağlı olduğunu ve davalı idare tarafından bağış koşulunun yerine getirilmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Gerçekten de, taşınmazların 14.04.1986 tarihinde kayıtsız, şartsız ve bedelsiz olarak davalı idareye devredildiği resmi akitle sabittir. Ancak, davacı ile davalı idare arasında koşul bakımından protokol düzenlendiği ve davalı idarenin bu hususta kararlar aldığı dosya kapsamından açıkca görülmektedir.Davacı,çekişmeli taşınmazlarını 49 yıl süreyle dava dışı K..-S..Tavukçuluk San. ve Tic. Ltd. Şirketine kiralanması şartıyla davalı idareye temlik ettiğini ileri sürmüş ve kiralama keyfiyetinin bağışın koşulu olduğunu belirtmiş olup; İl Daimi Komisyonunun 08.04.1996 tarih 130/A sayılı kararıyla belirtilen koşula değinilerek 2886 Sayılı Yasanın 64. maddesi hükmü gereğince kira süresi 10 yıldan fazla olmamak ve her yıl şartname ve sözleşmesindeki esaslara göre kiranın yeniden tespit edilmesi ile valilikçe uygun görülecek kira bedeli üzerinden taraflar arasında düzenlenecek protokol esasları dahilinde hibe işleminin kabulüne karar verildiği ve bu kararda belirtilen protokolünde taraflar arasında 14.04.1986 tarihinde düzenlendiği, protokol gereğince de her dönemi 10 yıl üzerinden 2 dönem taşınmazların kiraya verilmelerine ilişkin kira sözleşmeleri yapıldığı ve İl Daimi Komisyonu tarafından da protokolden söz edilerek anılan kira akitlerinin uygun görüldüğüne dair idari kararlar alındığı anlaşılmakla; bağışın koşulsuz olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. O halde, bu konudaki protokol ve idari kararların, aktin eki sayılacağı da kuşkusuzdur.Ne varki, davacı F.. tarafından mahkemeye sunulan 17.11.2006 tarihli belgede "dava hakkını ve oradan elde edeceği hakkını N..Ç... 50.000.-YTL bedel mukabili devrettiği ve bedelini aldığı" açıklanmış olup, bunun üzerine temlik alan N..Ç..'ın kendi adına davayı takip ettiği ve mahkemece verilen hükmü de temyiz ettiği görülmektedir.Davacının, N..ile yapmış olduğu temlikname, Borçlar Kanununun ..ve devam eden maddelerinde öngörülen "alacağın temliki" niteliğinde kabul edilemez. Anılan yasal düzenlemelerde öngörülen ve devri mümkün olan hak bir alacağa ilişkindir. Oysa; eldeki davada yapılan temlikin koşulların gerçekleşmesi halinde mülkiyetin nakline ilişkin olduğu açıktır. Böylesine taşınmazların mülkiyetinin devrini öngörecek nitelikte yapılan temliknamenin yasal olduğunuda söyleyebilme olanağı yoktur. Bu nedenle, temlik alan N..in davada yasal açıdan sıfatının varlığıda kabul edilemez.Hal böyle olunca, davalının davayı takip ettiği ve davacı F..'nında davadaki sıfatının devam ettiği gözetilerek, davacı bakımından işin esasının incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 500.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.07.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.