Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7827 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4837 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : CEYHAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/04/2009NUMARASI : 1997/507-2009/78Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, ortak miras bırakanları H.'ın 409 parsel sayılı taşınmazı davalıya bağışladığını, kadastro sırasında taşınmazın davalı adına tespit ve tecsil edildiğini, yapılan hibenin saklı paylarını ihlal kastı ile yapıldığını, yine murisin 540 ve 554 parsel sayılı taşınmazları ise kadastro tespiti sırasında davalı adına tespit ve tecsil ettirdiğini, taşınmazların aslında muris H.'a ait olduğunu, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma ve terekedeki haklarını bertaraf etme amaçlı olduğunu ileri sürerek tapu iptal tecsil, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, birleşen davada ise faiz isteğinde bulunmuşlardır.Davalı, taşınmazların kadastro tepiti ile adına tescil edildiğini, tapu iptal ve tenkis koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle muris muvazaası yönünden taleplerin reddine, birleşen davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, tenkis talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, tapu iptal tescil, olmadığı takdirde tenkis, birleşen dava ise faiz isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, tarafların miras bırakanı H.’ın 20.02.1997 tarihinde öldüğü, çekişme konusu 540 ve 544 parsel sayılı taşınmazların kadastro ile 25.11.1970 tarihinde belgesizden, zilyetliğe dayalı olarak davalı A.S.adına tespit edildiği, tespitin 18.06.1971 tarihinde kesinleşerek davalı adına çap kaydının oluştuğu, çekişme konusu 409 parsel sayılı taşınmazın ise, kadastro ile tapu kaydına dayalı olarak davalı adına tespit edildiği ve tespitin yine 18.06.1971 tarihinde kesinleşerek davalı adına çap kaydının oluştuğu, 409 parsel sayılı taşınmazın tespitine dayanak 25.12.1961 tarih ve 158 nolu tapu kaydının, muris tarafından taşınmazın davalıya hibe edilmesi sonucu oluştuğu anlaşılmaktadır.Davacılar, eldeki davada, muris muvazaası hukuksal nedeni yanında, çekişmeli taşınmazların kadastro öncesinde miras bırakanın zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.Çekişmeli 540 ve 554 parsel sayılı taşınmazların, aslı senetsiz olup, muris muvazaası iddiası yönünden 01.04.1974 tarih ve ½ sayılı İnançları Birleştirme Kararı’nın uygulama yeri olmadığı gözetilerek ve 409 parsel sayılı taşınmazın ise, kadastrodan önce miras bırakan tarafından davalıya hibe edildiği nazara alındığında, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı isteğin reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Öte yandan 540 ve 554 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespiti zilyetliğe dayalı olarak yapıldığına davanın murise teb'an açıldığına göre, tespitin kesinleşme tarihinden dava tarihine kadar 3402 Sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde sözü edilen hak düşürücü sürenin geçtiği gözetildiğinde, kadastro öncesi miras bırakanın zilyetliğine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinin de reddi doğrudur.Tenkise yönelik temyiz itirazlarına gelince, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen bilgi ve belgelerden mirasçılar arasında halen devam etmekte olan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istekli davaların olduğu, bu davaların sonucunun, tenkis istekli davayı etkileyeceği kuşkusuzdur. Yine dosya kapsamından mirasçılar arasında yapıldığı ileri sürülen miras taksim sözleşmesi bulunduğu görülmektedir. Hal böyle olunca, mirasçılar arasındaki tapu iptal ve tescil istekli davaların sonucunun beklenmesi, miras taksim sözleşmesinin geçerli olup olmadığının tartışılması ve geçerli olması halinde değerlendirilerek, ondan sonra tenkis isteği yönünden hüküm kurulması gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Tarafların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün, açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,01.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.