Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7801 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 7266 - Esas Yıl 2005





Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, kadastro tespiti esnasında 9 parsel sayılı taşınmazın Kanun-isani 1928 tarih, 153 nolu tapu kaydına dayanılarak tespit ve tescil edildiğini, dayanak tapu kaydının tespit harici bırakılan dava konusu 19100 m2'lik yeride içerisine aldığını ileri sürerek, tescil harici bırakılan yerin adlarına tescili ile, davalı A........ Köyü'nün taşınmaza elatmasının önlenmesine karar veril mesi isteklerinde bulunmuşlardır. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacıların davada dayandıkları tapu kaydının 9 parsele uygulanarak uygulama kabiliyetini yitirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteğinin değerden reddiyle gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kadastro tespitinde tescil harici bırakılan yerin tapu kaydı gereğince tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden davacıların iddialarının dayanağını oluşturan Kanun-i sani 1928 tarih ve 153 nolu tapu kaydının kadastro tesbi-ti sırasında 9 parsel sayılı taşınmaza revizyon görerek davacılar adına ka-dastral çap kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır. Davacılar, kadastroda kendi adlarına tesbit edilen 9 parsel sayılı taşınmaza uygulanan tapunun bu taşınmazın kuzey doğusunda yer alan 19.100 m2'lik kadastro harici bırakılan bölümü de kapsadığını ileri sürerek tesicilini istemişlerdir. Mahkemece, mahallinde yapılan keşif sonucu elde edilen 17.1.2003 tarihli teknik bilirkişi raporunda tescil harici bırakıldığı iddia edilen çekişme konusu 19.100 m2'lik bölümün kadastro tesbit/ sırasında 9 sayılı parsel için düzenlenen harita (kroki) kapsamı içine alınarak tahdit ve tesbitinin yapıldığı halde orjinalinden paftaya aktarılırken nirengi noktaları ve sınır taşlarının yanlış tersim edilmesinden kaynaklanan hata nedeniyle davaya konu 19.100 m2'lik yerin 9 parsel dışında, kadastro harici olan yerde bırakılmış olduğunu, dayanak tapunun 9 parsel sayılı taşınmazla birlikte çekişme konusu yeride kapsadığı belirtilmiş, keza 29.9.2004 tarihli raporda da ilk rapor içeriği doğrulanarak 9 sayılı parselin kuzeydoğu sınırında tersimat hatasının bulunduğu, esasen 9 parsel sayılı taşınmazın orjinal haritasının tescil harici bırakılan çekişme konusu edilen kısmı da kapsadığı tereddüte yer vermeyecek nitelikte açıklığa kavuşturulmuştur. Öyleyse, çekişmenin 3402 sayılı Kadastro Yasasının 41. maddesinde değinildiği üzere tersimat hatasından kaynaklandığı açıktır. Hemen belirtmek gerekir ki, aslolan orjinal ölçü krokisidir ve paftanın or-jinaline tam olarak uyumlu halde bulunmasıdır, bu itibarla orjinal ölçü krokisine uygun düşmeyecek şekilde paftaya yanılgılı tersimat yapıldığının anlaşılması durumunda paftadaki tersim hatasının orjinaline uygun hale getirilmesinin dava ve talep edilebileceği de tartışmasızdır. Ne var ki, değinilen hususlar mahkemece gözardı edilerek tapu kaydının 9 parsele uygulanması sebebiyle kıymetini ve tatbik kabiliyetini yitirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle taraf delillerinin toplanması, soruşturman/n eksiksiz tamamlanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.6.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.