MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/12/2013NUMARASI : 2013/269-2013/566Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne; ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi 'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava,çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacı, kayden maliki olduğu 5575 ada 1 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümü davalının ihtara rağmen boşaltmadığını ve herhangi bir bedel de ödemediğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine, ihtarnamedeki 15 günlük süre bitimi gözetilerek 18.03.2008 tarihinden geriye dönük 5 yıllık toplam 30.000,00 TL ecrimisil ile dava tarihi olan 21.11.2008 tarihinden 18.03.2008 tarihine kadar geriye dönük aylık 500,00 TL den toplam 8 aylık 4.000,00 TL kira bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı,çekişmeli taşınmazdaki kendisine ait 1/2 paya ilişkin olarak vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı 15.06.2006 tarihinde Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/284 Esasına kayıtlı açtığı tapu iptal ve tescil davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece,Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/284 E. 2009/116 K. sayılı ilamı ile çekişme konusu taşınmazdaki 1/2 payın iptal edilerek davalı adına tesciline karar verildiği ve kararın derecattan geçerek kesinleştiği, taşınmazın tamamının davalının kullanımında olduğu bu durumda paya vaki elatmanın önlenmesine; ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulü ile bilirkişi raporuna atfen davacının 1/2 payına hasren 05.12.2003-05.12.2008 tarihleri arasındaki dönem için hesaplanan 16.018,36 TL nin davalıdan tahsiline ilişkin olarak verilen karar Dairece "... öncelikle davada ileri sürülen elatmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan dava değeri üzerinden harç ikmalinin sağlanması, ondan sonra işin esası bakımından bir hüküm kurulması gerekirken, anılan husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir."gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda paya vaki elatmanın önlenmesine; ecrimisil isteğinin kısmen kabulü ile bilirkişi raporuna atfen davacının 1/2 payına hasren 05.12.2003-05.12.2008 tarihleri arasındaki dönem için hesaplanan 16.018,36 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 5575 ada 1 parselde bulunan mesken niteliğindeki 9 nolu bağımsız bölümün eşit paylarla davacının kardeşi Hamza ve onun eşi (davacının da yengesi) olan davalı Nazire adına kayıtlı iken anılan kişilerin paylarını 12.08.1998 tarihli vekaletname ile Hamza'nın eniştesi olan vekil Yusuf aracılığıyla dava dışı Mürüvvet'e 04.10.2000 tarihinde satış suretiyle temlik ettikleri, Mürüvvet'den de davacının 08.05.2001 tarihinde satın almak suretiyle maliki olduğu 1/2 paya ilişkin olarak davalı tarafından eldeki davada kayıt maliki olan davacı,ara malik ve vekil aleyhine vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olarak 15.06.2006 tarihinde Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/284 Esasına kayıtlı açtığı tapu iptal ve tescil davasının Mahkemenin 2009/116 K. sayılı ilamı ile kabulüne ilişkin olarak verilen kararın derecattan geçerek 25.10.2010 tarihinde kesinleştiği,tescil ilamının gerekçesinde davacının vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilebilecek konumda olduğunun açıkça belirtildiği, tescil davasının yargılaması sırasında davacının taşınmazdaki 1/2 payın davalıya devri hususunda eniştesi olan Yusuf'a 20.06.2006 tarihli vekalet verdiği, davacı tarafından 28.02.2008 tarihinde tanzim edilen ihtarnamenin davalıya 03.03.2008 tarihinde tebliğ edildiği, taşınmazı davalının tasarruf ettiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki;davaya konu taşınmazda ½ payın davalı adına tapuya tesciline ilişkin kararın kesinleşmesiyle TMK'nun 705. Maddesi uyarınca davalının da taşınmazda paydaş olduğu ve taşınmazı davalının tek başına kullandığı da gözetilerek paya vaki elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Davalı vekilinin elatmanın önlenmesine yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Davalı vekilinin ecrimisile yönelik temyiz itirazlarına gelince;Bilindiği üzere, ecrimisil kötü niyetli zilyetin malike ödemek zorunda olduğu bir bedeldir. Öte yandan, tasarrufun muvafakate dayalı olması halinde kötüniyetten ve ecrimisil koşullarının oluştuğundan söz edilemeyeceği açıktır.Somut olaya gelince;taşınmazı satın aldığı 08.05.2001 tarihinden itibaren taşınmazın davalı tarafından kullanılmasına uzun süre ses çıkarmayan davacının, bu kullanıma zımnen muvafakat ettiği ancak ihtarname keşide etmekle muvafakatını geri aldığının kabulü gerekir. Hâl böyle olunca, ihtarnamede 15 günlük süre tanındığı dikkate alınarak bu süre bitimi gözetilmek suretiyle dava (21.11.2008) tarihine kadar davacının 1/2 payı oranında belirlenecek ecrimisil miktarına hükmedilmesi gerekirken önceki ve dava tarihinden sonraki dönemi de kapsar şekilde ve 6100 sayılı HMK'nın 26. maddesine de aykırı olarak talep aşılmak suretiyle hesaplanan ecrimisile hükmedilmesi doğru değildir.Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.