MAHKEMESİ: ORHANGAZİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/12/2011NUMARASI: 2010/414-2011/632Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve eski hale getirilme davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 552 ada 39 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, komşu aynı ada 40 sayılı parselin ise müşterek mülkiyet üzere olup, H. D. ve H. D.’in paydaş bulundukları anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; dava dilekçesinde ecrimisil istemi yönünden dava değeri gösterilmiş, elatmanın önlenmesi ve eski hale iade istekleri bakımından ise herhangi bir değer belirtilmemiş ve yargılama sırasında da çekişmeli taşınmazın elatılan kısmının ve taşkın yapının dava tarihi itibariyle değerleri itibariyle harç tamamlanmamış ve de mahkemece maktu harç alınmak suretiyle neticeye gidilmiştir.Oysa, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taş??nmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK'nun 413 ve 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı kuşkusuzdur. Başka bir ifade ile, elatmanın önlenmesi davaları Harçlar Yasasının 16. maddesi uyarınca nispi harca tabi olup, harç ikmali yapılmadan davanın sürdürülmesi olanaksızdır.Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınması veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini ve harcın yatırılmaması halinde de ne gibi bir mukteza tayin edileceğini 30.ve 32.maddelerinde hükme bağlamıştır.Hal böyle olunca, elatmanın önlenmesi ve eski hali iade isteği bakımından dava değeri belirlenerek harç ikmalinin sağlanması, ondan sonra işin esası bakımından bir hüküm kurulması gerekirken, anılan husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Kabule göre de, davada eski hale iade, başka bir ifadeyle yıkım isteği olup; bilindiği üzere, yıkım istekli davalarda, tüm kayıt maliklerinin davada yer almaları zorunludur.Somut olayda, taşkın yapının bulunduğu 4o parsel sayılı taşınmazın maliklerinden H. D. davada yer almamıştır. Davalı A.D. ise, yanıt dilekçesinde adını H. olarak belirtmiş olup, mahkemece adı geçen davalının kayıt maliklerinden H.D.olup olmadığı hususu netleştirilmemiştir. O halde, taşkın yapının bulunduğu 40 parsel sayılı taşınmazın kayıt maliklerinin davada yer almalarının sağlanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 Sayılı HMK.nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.