MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/09/2013NUMARASI : 2010/424-2013/531Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacı; kayden maliki olduğu 6390 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki .. blok 1.kat 1 nolu bağımsız bölümün Haziran 2006 tarihinden bu yana davalının haksız kullanımında olduğunu, sözlü tahliye isteklerine rağmen sonuç alamadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur. Mahkemece; davalının, çekişmeli meskende geçici süre ile oturmasına davacının eşi tarafından izin verildiği, bu sürenin 1 yıl olduğunun mahkemece kabul edildiği, ancak sonraki dönemde davalının taşınmazı tahliye etmeyerek kullanımının haksız hale geldiği, davacının taşınmazı yargılama sırasında dava dışı kişiye satış yoluyla devrettiğinden elatmanın önlenmesi davası açmakta hukuki yararının kalmadığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteğinin reddine, 01.06.2007 tarihinden dava tarihine kadar olan dönem aralığı için toplam 16.153,45TL ecrimisile karar verilmiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal, hukuksal gerekçeye ve özellikle kayden davacıya ait meskeni davalının geçici süre ile kullanmasına davacının eşi tarafından izin verildiği, sonraki dönemde davacının tahliye istek ve ikazlarına rağmen sonuç alınamadığı, davalının tapu dışı yolla satın aldığı yönündeki iddiasını yazılı belge ile ispatlayamadığı, tapunun iptale kadar geçerli olduğu gözetilmek suretiyle mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak yazılı şekilde ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ancak;ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verildiği halde reddedilen bölüm yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönde hüküm kurulmaması doğru değildir. Diğer taraftan dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanında doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 125/son maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu maddede, “dava konusunun devri” kenar başlığı altında; “davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder” şeklinde düzenleme getirilmiştir.Somut olayda, davacının çekişmeli taşınmazı dava sırasında 26.01.2011 tarihinde dava dışı R. T.satış yoluyla devrettiği, R. 04.07.2012 tarihinde dava dışı H. İ. Y. satış yaptığı anlaşıldığından kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan anılan yasal düzenlemeler gözetilmek suretiyle işlem yapılması, ondan sonra el atmanın önlenmesi isteği yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.