Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7706 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5334 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : GERMENCİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/01/2013NUMARASI : 2008/96-2013/22Yanlar arasında görülen el atmanın önlenmesi davası sonunda yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi E.G.raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca kadastro müdürlüğünün ve dolayısıyla idari makamın görevine girdiği gerekçesiyle ,davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların, davalının kayden maliki olduğu komşu 3174 sayılı parsel ile kayden paydaşı bulundukları 3142 sayılı parsel sınırını belirleyen ve paftasında mevcut yolu fiilen kaldırarak kendi taşınmazı içine kattığı,ayrıca, çekişmeli taşınmazlarının yaklaşık 12.000 m2'lik kısmına davalı tarafından tecavüz edildiğini ileri sürerek, eldeki davayı açtıkları,yapılan uygulama sonucu fen bilirkişilerinin 16.07.2010 ve 25.05.2012 havale tarihli rapor ve krokilerinde;dava konusu taşınmazın zemin durumu ile paftası arasında uyumsuzluk bulunduğundan müdahalenin saptanmasının mümkün olmadığını , ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22-a maddesi uyarınca yenileme kadastrosu yapılması halinde sağlıklı bir değerlendirmenin söz konusu olabileceğini bildirdikleri, bilahare, mahkemece, 14.11.2012 tarihli oturumda davalıya tersimat hatalarının düzeltilmesi hususunda kadastro müdürlüğüne başvurulmak üzere süre verildiği ,davalı Ali Yumurtacı tarafından yapılan başvuruya kadastro müdürlüğü'nce verilen 16.11.2012 tarihli cevabi yazıda; bölgesel dar kapsamlı hataları gidermeye yönelik 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41.maddesine göre sorunun giderilemeyeği,çekişme konusu taşınmazın bulunduğu köyün tamamında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22-a maddesi uyarınca yenileme kadastrosu yapılması gerektiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.Gerek bahsi geçen yazı içeriğinden ve gerekse yargılama aşamasında yapılan araştırmadan,yenileme çalışmalarının ne zaman yapılacağı konusunun belirsizlik taşıdığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine göre düzeltme işlemi ve aynı kanunun 22-a maddesi uyarınca yenileme kadastrosu yapılmadığına göre;mevcut kadastral çapa itibar edilerek karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Bu durumda,yerinde yeniden uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif ve ölçüm yapılarak davacıların taşınmazına bir tecavüzün olup olmadığının saptanması ve varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.