MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/11/2012NUMARASI : 2009/311-2012/325Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda yerel mahkemece elatmanın önlenmesi isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve ecrimisil isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, çaplı taşınmazdaki bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden;çekişmeli 2 numaralı bağımsız bölümün kayden davacı S.ait olduğu, eldeki davanın S.adına vasisi H.tarafından açıldığı, S..davalıların dedesi , H.ise babaları olduğu, S. yargılama sırasında ölümü ile mirasçıları S.. H.. ve M.in davada yer aldıkları, davalıların uzun yıllardır anılan taşınmazda , 30.11.2010 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile boşanan babaları ve dava dışı anneleri ile birlikte oturdukları, dava tarihine kadar da dava konusu bağımsız bölümü kullanmaya devam ettiklerinin sabit olduğu, davacının keşide ettiği 02.03.2009 tarihli ihtarname ile davalılara taşınmazın tahliyesi ve ecrimisil tahsili için 3 günlük süre verdiği,sözü edilen ihtarnamenin davalılara 10.03.2009 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin taşınmazı haksız biçimde kullanan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği en azı kira geliri, en fazlası mahrum kalınan gelir kaybına karşılık gelen bir bedeldir.Somut olayda; ihtarnamenin tebliğinden önceki döneme ilişkin davalıların kullanımının muvafakate dayalı olduğu,muvafakate dayalı kullanmalarda ecrimisil (haksız işgal tazminatı) istenemeyeceği ,davacının ihtarname göndermekle muvafakatini geri aldığı,bir başka deyişle, anılan ihtarname ile intifadan men koşulunun gerçekleştiği ve davalıların tebliğ tarihinden itibaren işleyecek 3 günlük sürenin bitimi ile davanın açıldığı 14.09.2009 tarihleri arasındaki dönem bakımından haksız işgalci oldukları ve ecrimisille sorumlu tutulacakları açıktır.Hal böyle olunca; davalıların ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren verilen 3 günlük sürenin bitim tarihi de dikkate alınarak, dava tarihine kadar belirlenecek ecrimisilden sorumlu tutulmaları gerekirken; bu hususun gözardı edilmesi doğru değildir.Elatmanın önlenmesi isteği bakımından temyiz itirazlarına gelince;davacının, dava dilekçesinde elatmanın önlenmesi isteği bakımından 20.000.-TL değer gösterdiği, çekişme konusu taşınmazın değerinin keşfen 50.000.-TL olarak belirlendiği, mahkemece, 11.09.2012 tarihli oturumda, saptanan değer üzerinden eksik harcı ikmal etmek üzere davacı yana iki haftalık kesin süre verildiği halde noksan harcın tamamlanmadığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK'nun 413 ve 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 16.maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından (04.03.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanunu'nun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır.Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32.maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30.madde hükmünde de " ... muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK.' nun 409. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir.Hal böyle olunca,davacı tarafından kesin süreye rağmen eksik harç yatırılmadığına göre takip eden 13.11.2012 tarihli celse itibariyle ,yukarıda değinilen yasal düzenlemeler uyarınca, elatmanın önlenmesi isteği yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken , yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.