MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/03/2015NUMARASI : 2012/334-2015/96Taraflar arasında görülen muvazaa nedeniyle şirket pay senetlerinin iptali ile mirasçılar adına payları oranında tescili davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi 'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı şirket pay senetlerinin iptali ile mirasçılar adına payları oranında tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, menkul değer niteliğindeki şirket hisselerinin devrinde 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İBK'nın uygulama yeri bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Gerçekten de, tarafların murisinin çekişme konusu şirket hisselerini davalıya devretmesi nedeniyle eldeki davanın açıldığı tartışmasızdır.Hemen belirtilmelidir ki; taşınmaz mallar dışındaki değerlerde, eş söyleyişle taşınır mal, alacak ve haklarda, zilyetliğin geçişi yollarından olan kısa elden teslim, zilyetliğin havalesi ve hükmen teslim ile bağışlama yapılabileceği, burada özel olarak bir biçim öngörülmediği kuşkusuzdur.Bu durumda, taşınmazların şekil şartına bağlı olmaksızın elden bağışlanabilme olanağı bulunmadığı halde; taşınır mallar ve alacakların zilyetliğinin devri konusunda bir geçerlik şekli öngörülmediğinden, hukuken taşınır eşya niteliğinde sayılan değerlerin bağışlanması ya da bağış amacıyla bedelsiz olarak devredilmesi işlemi hukuken geçerlidir. O halde, taşınmazlarla ilgili olan ve kendi alanı ile sınırlı bulunan 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının somut olayda uygulanması olanaklı değildir. Ne var ki, şirket hisselerinin devri mevzuatımızda belirli esaslara bağlandığından, somut olaydaki uyuşmazlığın 818 sayılı Borçlar Kanununun 18. maddesi(6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 19. maddesi) kapsamında değerlendirilip çözümlenmesi kaçınılmazdır.Hal böyle olunca; değinilen düzenleme çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar veriklmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenle yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.