MAHKEMESİ : SİLVAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/07/2008NUMARASI : 2006/536-2008/252Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacı, kayden davalılara ait çekişmeli taşınmazlara uygulanan dayanak kayıtlar değişebilir sınırlı olduğundan miktarıyla geçerli olduğunu, taşınmazların kayıp ve yitik kişilerden kaldığını ileri sürerek, miktar fazlasının tapularının iptali ile Hazine adına tescili isteğinde bulunmuştur.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, dava konusu 18 ve 7 parseller yönünden isteğin tazminata dönüştürüldüğü, davalıların tazminatı kabul ettikleri gerekçesiyle bu parseller yönünden davanın kabulüne, diğer parseller yönünden kesin hüküm nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “ dava konusu taşınmazların tespitine karşı Hazine tarafından aynı yer kadastro mahkemesinde açılan davalarda, çekişmeli parseller yönünden o tarihte yürürlükte olan 766 Sayılı Yasanın 60/3. maddesi uyarınca, tespite itiraz edilmemiş sayılmasına ilişkin verilen kararın, işin esasına ilişkin bulunmaması nedeniyle kesin hüküm oluşturmayacağı gözetilerek işin esası yönünden taraf delillerinin toplanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş, dava konusu 82 parsel yönünden satış vaadi sözleşmesine dayalı iptal, tescil davasının kabulüne, diğer taşınmazlar yönünden davacı Hazine’nin açtığı davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davacı Hazine’nin açtığı tapu iptal, tescil davasının reddine, M.S.Ö. tarafından 82 parsele yönelik kayıt maliki şahıslar aleyhine açılan satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal, tescil davasının kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; temyize konu 3, 14, 17, 22, 41, 45, 54, 79, 82, 88 ve 94 parsel sayılı taşınmazların genel kadastroda tapu ve vergi kayıtlarının uygulanması suretiyle davalılar adına tespit edildiği, bu tespite karşı Hazine tarafından kadastro mahkemesinde açılan davalarda, çekişmeli parseller yönünden o tarihte yürürlükte bulunan 766 Sayılı Yasanın 60/3. maddesi uyarınca tespite itiraz edilmemiş sayılmasına karar verildiği, anılan kararların kesinleştiği, davacı Hazine’nin çekişmeli taşınmazlara uygulanan dayanak kayıtların gayri sabit sınırlı olduğu, bir kısım dayanak kayıtların zemine uymadığı taşınmazların kayıp ve yitik kişilerden kaldığı iddiasıyla eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar 13.7.2006 tarih 2006/6504 E – 8232 Karar sayılı Daire bozma ilamında; “ kadastro mahkemesinde Hazine tarafından açılan tespite itiraz davalarının, o tarihte yürürlükte bulunan 766 Sayılı Yasanın 60/3. maddesi uyarınca tespite itiraz edilmemiş sayılmasına karar verildiği gözetilerek, değinilen yasa hükmüne dayalı kararların işin esasına ilişkin bulunmaması nedeniyle kesin hüküm oluşturmayacağından işin esası yönünden taraf delillerinin toplanarak bir hüküm kurulması” gereğine işaret edilmiştir.Ne varki; bozma gereği yerine getirilmemiş, işin esası yönünden hükme yeterli bir araştırma yapılmamıştır.Hal böyle olunca; önceki bozma kararı doğrultusunda, taraf delillerinin toplanarak, dava ve tespit dayanağı kayıtların çekişmeli taşınmazlara, mahallinde keşif yapılarak yerel bilirkişiler ve uzman bilirkişiler aracılığıyla uygulanması, infazda duraksamaya yer vermeyecek biçimde rapor ve krokilerin alınması, tanıkların dinlenmesi dava konusu 82 parsel sayılı taşınmaz yönünden satış vaadi sözleşmesine dayanılarak, tespit malikleri şahıslar aleyhine açılan iptal, tescil davasının davalılarınca davanın kabul edilmesi nedeniyle kabulle sonuçlandığı, anılan davalıların, bu hususu temyiz etmedikleri ve mülkiyetin Türk Medeni Kanununun 705. maddesi gereğince M. S.Ö.a geçtiği hususu da gözetilerek, hükme yeterli bir araştırma yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bozmaya yanlış anlam verilmek suretiyle yazılı olduğu üzere davacı Hazinenin davasının reddedilmesi doğru değildir.Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.