Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7666 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5757 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANTALYA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/12/2013NUMARASI : 2008/102-2013/642Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.05.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Arif , Avukat Süleyman ile temyiz edilen vekili Avukat Bengü geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, tenkis isteğine ilişkindir.Davacı, mirasbırakanın 5, 64 ve 182 parsel sayılı taşınmazları üçüncü kişiden bedelini ödeyerek satın alıp davalı adına tescil ettirdiğini, 5698 ada 2 parseldeki 1,3,10,11 ve 12 nolu bağımsız bölümlerdeki paylarından bir kısmını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, ayrıca murisin kendisine ait 1784 ada 9 parsel sayılı taşınmazın satış bedeli ile 8 nolu daireyi satın alıp davalı adına tescil ettirdiğini işlemlerin saklı payını zedelemek kastı ile gerçekleştirildiğini ileri sürerek tenkise karar verilmesini istemiştir.Davalı, annesinden intikal eden taşınmazların değerlendirildiğini, murisin yaptığı çok az miktardaki kazandırmaların saklı payı ihlal kastı taşımadığını, iddiaların yerinde olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, mirasbırakanın davacının saklı payını zedeleme kastı ile davalıya kazandırmalarda bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazlardan 5698 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 1,3,10,11 ve 12 nolu bağımsız bölümlerden 14.4.1989 tarihinde, 182 nolu parselde ise 8.9.1989 tarihinde üçüncü kişilerden davalıya velayeten murisin pay satın aldığı, 5 parsel sayılı taşınmazı 10.4.1992 tarihinde üçüncü kişiden bizzat davalının satın aldığı, 64 nolu parseli 19.1.1994 tarihinde üçüncü kişiden davalı adına vekâleten murisin satın aldığı ve 13 parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu bağımsız bölümü 21.5.2007 tarihinde davalının bizzat üçüncü kişiden satın aldığı, muris Şevket 'ın 6.11.2007 tarihinde ölümü ile ikinci eşi davacı ile ilk eşinden olma kızı davalının kaldığı, eldeki davanın ise 7.3.2008 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.565). Miras bırakanın TMK'nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir. Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. Somut olaya gelince; davalı savunmasında 64 parsel sayılı taşınmazın, annesine ait başka bir taşınmazın satış bedeli ile alındığını, 5698 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki bağımsız bölümlerde annesinden intikal eden miras payı olduğunu, halen adına kayıtlı olan 8 nolu bağımsız bölümün ise kendi birikimleri ve eşinin katkısı ile satın aldığını belirtmiş isede mahkemece bu savunmalar üzerinde yeterince durulmadan sonuca gidilmiştir.Hâl böyle olunca; öncelikle tarafların iddia ve savunmaları üzerinde durularak davalının annesinden intikal eden taşınmazlardaki payların saptanması, hangi taşınmazlarda murisin ne kadar katkısının bulunduğunun belirlenmesi, ondan sonra yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda tenkis hesabının yapılması gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, kabule görede; mirasbırakanın, taşınmazların alımında ödediği bedelin (verdiği paranın), mirasın açıldığı tarihteki (ölüm tarihindeki) ulaştığı değerin, paranın satın alma gücündeki değişimlerin usulünce belirli kriterler dikkate alınmak suretiyle hesaplanması, gerektiğinde bu konuda uzman bilirkişi veya bilirkişiler kurulundan taraf, yargıç ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması, bu yolla belirlenen tenkise hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması da isabetli değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekilleri için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.