Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7620 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 6435 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: FOÇA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 17/10/2006NUMARASI: 2005/312-225Taraflar arasında görülen davada;Davacı, maliki bulunduğu ..sayılı parsele,komşu ..parsel maliki davalının müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiştir.Davalı; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, haksız müdahalenin keşfen saptandığı gerekçesiyle davalının elatmasının önlenmesine, kanıtlanamadığından bahisle ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, kısa kararda el atmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin reddine ; gerekçeli kararda ise el atmanın önlenmesi yanında ağaçların sökülmesine de karar verilmiştir.Bilindiği üzere, tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve HUMK.nun 376. maddesine göre son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, aynı yasanın 388. maddesi uyarınca kararı Ne var ki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır. İşte bu gibi hallerde HUMK.nun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur.Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. Değinilen ilke ve yasa hükümleri göz ardı edilerek kısa kararda yalnızca el atmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmişken, gerekçeli kararda ayrıca ağaçların sökülmesine de hükmedilmek suretiyle kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir.Hal böyle olunca, hükmün l0.4.l992 gün, l992/7 Esas, l992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.7.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.