MAHKEMESİ : GÖLBAŞI(ANKARA) 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/04/2013NUMARASI : 2010/418-2013/324Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. avacı, maliki olduğu 314 ada 4 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak dava dışı A. İ. Limited Şirketi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, ancak yüklenicinin edimlerini tam olarak yerine getirmemesi sebebi ile göndermiş olduğu ihtara verdiği cevapta yüklenicinin sözleşmeyi feshettiğini açıkladığını, kat mülkiyeti kurulu sözkonusu parselde kayden maliki olduğu 6 nolu mesken ile 9 nolu dükkanı yükleniciden haricen satın aldığını iddia ettiğini ve taşınmazları işgal ederek kullandığını, ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, dava tarihinden geriye doğru her daire için şimdilik 2.500.-TL olmak üzere toplam 5.000.-TL ecrimisilin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Çekişmeye konu kat mülkiyeti kurulu 314 ada 4 parseldeki 6 nolu mesken ile 9 nolu dükkanın 31.10.2005 tarihinde toplu veri sayısallaştırılmasına istinaden davacı adına kayıtlı olduğu sabittir.Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden; dava konusu taşınmazla ilgili olarak, davacı ile dava dışı A.İ. Nak. San. Ve Tic. Limited Şirketi arasında Gölbaşı Noterliğinde 07.06.1995 tarih ve 6613 yevmiye numaralı ''Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi'' yapıldığı, bu sözleşme ile çekişmeye konu parsel üzerine yüklenici tarafından inşa edilecek binanın 6 ve 9 nolu bağımsız bölümlerinin yükleniciye verileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşme gereği edimlerin eksik yerine getirildiğini ileri sürerek davacının yüklenici aleyhine açtığı tazminat davasının Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 12.10.2000 tarih, 1998/658 Esas, 2000/485 sayılı kararı ile kabul edildiği, davalının ise çekişmeye konu bölümleri 10.07.1996 ve 21.05.1996 tarihli ''Protokol'' başlıklı belgeler ile yükleniciden haricen satın aldığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtmek gerekir ki; çap iptale kadar geçerli olup, Türk Medeni Kanunun 683. maddesinde düzenlendiği üzere, bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.Somut olaya gelince, davaya konu bağımsız bölümlerin davacı adına kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, davacının Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesi gereğince mülkiyet hakkına dayanarak eldeki davayı açtığı açıktır. Ne var ki, taşınmazları yükleniciden haricen satın aldığını savunan davalının, Ankara 1. Tüketici Mahkemesi'nin 2010/646 Esas sayılı dosyasından yüklenici ve davacı aleyhine açtığı tapu iptal ve tescil davasının halen derdest olduğu, 9 nolu bölümle ilgili davanın ise tefrik edilerek yeni bir esas sırasına kaydının yapılarak görevsizlik kararı verildiği görülmektedir. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK'nin 165. maddesinde " Bir davada hüküm verilebilmesi başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir" hükmü yer almaktadır. O halde, davalının açtığı tapu iptal ve tescil davalarının sonucunun, eldeki davanın neticesini etkileyeceği tartışmasız olup, bekletici sorun olarak kabul edilmesi gereklidir.Hal böyle olunca; çekişmeye konu 6 nolu dükkanla ilgili Ankara 1. Tüketici Mahkemesi'nin 2010/646 Esas sayılı dava dosyası ile, bu dosyadan tefrik edilerek görevsizlik kararı verilen 9 nolu dükkanla ilgili tapu iptal ve tescil davasının devam ettiği mahkeme ve dava dosyasının belirlenerek, tespit edilecek dava dosyasının neticesinin beklenmesi, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.