MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/05/2009NUMARASI : 2007/185-2009/126Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı-(karşı davanın davalısı) vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Asıl dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım, karşı dava tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.Davacı-(karşı davalı), mülkiyeti idareye ait 2 ada, 1 parsel sayılı taşınmaza davalı tarafından yapılaşmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuştur.Davalı-(karşı davacı), tapu tahsis belgesine dayalı olarak taşınmazı kullandığını belirterek asıl davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise tapu tahsis belgesine isabet eden kısmın tapusunun iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, asıl davada tapu tahsis belgesi dışında kalan kısım bakımından davanın kabulüne, tapu tahsis belgesi kapsamında kalan kısım bakımından davanın durdurulmasına, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu tarla vasfındaki, 17.920,00 m² yüzölçümündeki 2 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın 2016/23040 payının Abdullah vakfı adına, 14976/23040 payının V.. M.. adına 24.03.1992 tarihinde hükmen, 6048/23040 payın ise 20.8.1992 tarihinde hükmen V.. M.. adına tescil edildiği, dava dışı İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından taşınmazda paydaş olduğu dönemde kendi payından bahisle davalı-karşı davacıya tapu tahsis belgesi verdiği anlaşılmaktadır.Bilindiği ve; 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasada düzenlendiği üzere; Hazine, Belediye, İl Özel İdaresine ait veya V.. M..nün idare ettiği arsa ve arazilerin üzerine taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan hakları bulunmayan kişilerin yapılanmaları ve gerek taşınmazın niteliği, içinde bulunduğu konum ve gerekse hak sahibi olma bakımından yasanın öngördüğü koşulların gerçekleşmesi halinde, kamu kuruluşunun ilerde imar ve ıslah planları veya kadastro planları belirlenecek alanlarda, planlar gerçekleştikten sonra tapuya dönüştürülmek üzere yapı sahiplerine tapu tahsis belgesi vermeleri öngörülmüş, planların önceden yapılmış olduğu hallerde ise tapu tahsis belgesi yerine doğrudan tapu verilmesine de olanak tanınmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, üzerinde yapılaşma bulunan ve yasa hükümleri gereğince özel mülkiyete konu olabilecek ve kişilere devri mümkün olan maliki Hazine, İl Özel İdaresi olan ve idaresi V.. M..ne ait taşınmazlarda imar ıslah veya kadastro planı henüz yapılmamışsa, bu kamu kuruluşlarınca hak sahibine tapu tahsis belgesi verileceği, imar ve ıslah planı veya kadastro planının yapılması ile sahibine kişisel hak sağlayan tapu tahsis belgesinin tapuya tahvil edileceği ve ilgilisine sicil kaydının devredileceği tartışmasızdır. Diğer taraftan; bir taşınmazla ilgili olarak tapu tahsis belgesi verilebilmesi için, belgeyi verecek merciin taşınmaza müstakilen malik olması gerekmektedir. Bu nedenle ve özellikle paylı mülkiyet üzere olan taşınmazda paydaşlardan bir veya birkaçının verdiği tapu tahsis belgelerine değer verme olanağı bulunmadığından, davalı-karşı davacının çekişmeli taşınmazda tasarrufunun haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığı sabittir.Hâl böyle olunca; V.. M..nün mülkiyetten kaynaklanan ayni hakkına değer verilerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.Davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.