Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7566 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7838 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ÜNYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/01/2014NUMARASI : 2012/385-2014/5Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı, asıl ve birleşen davasında oğlu olan davalı N.. Ç..'ın kendisini zorla tapu müdürlüğüne götürüp parmak bastırarak maliki olduğu 86 ada 1 parsel sayılı taşınmazın devrini sağladığını, sonrasında ise kimseyle görüştürmediğini, evden dışarı çıkamadığını, görüşmek isteyenlere de engel olduğunu, davalı Nevzat'ın dava açılabileceği düşüncesiyle taşınmazı eşi olan davalı N.. Ç..'a, onun da davalı H.. G..'e temlik ettiğini ileri sürerek tapu iptali ile tescile karar verilmesini istemiştir.Davalılar Nevzat ve Nuran, iddiaların doğru olmadığını, taşınmazın bedeli karşılığında satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, davalı Hale ise iyiniyetli olduğunu bildirmiştir.Mahkemece; dava konusu taşınmazın davalı Nevzat'a satışı yapıldıktan sonra onun tarafından kullanıldığı, davalı Hale tarafından taşınmazın kullanılmadığı, temliki işlemlerin hileli olduğu bilinmesine rağmen temliklerin yapıldığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir. Davacının çekişme konusu 86 ada 1 parsel sayılı taşınmazını 24.09.2009 tarihli satış aktiyle davalı Nevzat'a, davalı Nevzat'ın da 05.07.2010 tarihli satış aktiyle eşi olan davalı Nuran'a, davalı Nuran'ın da 24.11.2010 tarihli vekaletname ile vekil atadığı davalı Nevzat aracılığıyla 25.11.2010 tarihli satış aktiyle davalı Hale'ye temlik ettiği kayden sabittir.Bilindiği üzere; hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı korumak yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.Somut olaya gelince; davada ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayanılmamış olup, hile hukusal nedenine dayanılmıştır.Dinlenen davacı tanığı İsmail duyduğunu nakletmiştir. Diğer tanık beyanlarından da temlikin iradi olduğu sonucuna varılmaktadır.İlk el olan davalı Nevzat'a yapılan temlik geçerli ise, ondan sonraki eller bakımından bir inceleme yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.