Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7564 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21476 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/04/2013NUMARASI : 2013/76-2013/242 Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 1994 ada 88 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu meskende mirasbırakan R.G. intikalen davacılar, davalı ve dava dışı mirasçıların paydaş oldukları anlaşılmaktadır. Davacılar, kayden paydaşı oldukları 1994 ada 88 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölümü davalının işgal ettiğini, taşınmazın mirasbırakan R. G. intikal ettiğini, murisin ölümünden itibaren yeri kullanan davalının kendilerinin tasarruf etmesine izin vermediği gibi, miras paylarına karşılık bir ödeme de yapmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.Davalı, dava konusu taşınmazda murisle beraber oturduklarını, mirasbırakanın ölümü ile taşınmazı kullanmaya devam ettiğini, intifadan men edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesince; yargılama sırasında dinlenen tanık beyanları ile intifadan men olgusu saptanmış ise de, tanığa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış yemin yaptırılmamıştır (HMK.md.258). Kaldı ki tanık beyanı soyut olup, tanık Silivri’de oturduğu halde, Şişli’deki taşınmaz için davacıların davalıdan hangi tarihte, nerede, nasıl pay talep ettiği somut olarak sorularak belirlenmemiştir (HMK.md.261/3). O nedenle yeminsiz ve yetersiz tanık beyanı ile intifadan men şartının gerçekleştiğinin kabul edilmesi doğru değildir” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği gibi, bozma ilamına uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak meydana gelir. Mahkemece, bozma ilamında açıklandığı şekilde işlem yapmak gerekir. Ne var ki mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereğinin yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca; hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve incelemenin yapılması, tanıkların yeniden dinlenmesi, toplanan ve toplanacak deliller doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken bozmanın gereği yapılmadan soncu gidilmesi isabetsizdir. Davacıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.