Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7563 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7834 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BULDAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/12/2013NUMARASI : 2010/83-2013/396Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne, ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davalının işgalinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 298., HUMK'un 388. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu yine HMK'nin 297/2., HUMK'un 389. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Ne var ki, uygulamada HMK'nin 294., HUMK'un 381. maddesinin getirdiği imkândan faydalanarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.İşte bu gibi hallerde, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK'nin yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum oluşturur. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. Somut olayda, değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa kararda inşaat bilirkişi raporunda belirtilen yapıların tamamının yıkımına karar verildiği halde, gerekçeli kararda; bu bölüme ''otel binası hariç'' ibaresi eklenerek hüküm kurulmak suretiyle kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar oluşturulması doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenle yerindedir. Kabulü ile hükmün 10.04.1992 gün 1992/7 E., 1992/4 K. sayılı YİBK çerçevesinde bir karar verilmek üzere (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.