Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7563 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18498 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/07/2013NUMARASI : 2010/289-2013/290 Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil veya tazminat, alacak davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava, hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel, birleşen dava ise, ecrimisil isteklerine ilişkindir. Asıl davanın davacısı R. 69 ada 39 parsel sayılı taşınmazdaki dükkan nitelikli taşınmazı 03.09.1985 tarihinde davalıdan satın aldığını, o tarihte 33 m2 miktarlı taşınmazı kardeşinin kullandığını, daha sonra üçüncü kişilere kiraya verildiğini, bilahare Denizli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/184 D.iş sayılı dosyası ile yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun kendisine tebliği ile satın aldığını yerin 10 ve 11 nolu iki ayrı bağımsız bölüm olduğunu ve 11 nolu 13.6 m2.lik bağımsız bölümün davalı adına kayıtlı bulunduğunu öğrendiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı, iddiaların doğru olmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını, aleni olan tapu kayıtlarının esas alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuş, birleşen davasında ise, kayden maliki olduğu 69 ada 39 parsel sayılı taşınmazdaki 11 nolu bağımsız bölümü davacının kendi işyeri ile birleştirmek ve kiraya vermek suretiyle uzun süredir işgal ettiğini ileri sürerek ecrimisile hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının çekişme konusu 69 ada 39 parsel sayılı taşınmazdaki 10 nolu bağımsız bölümü 03.09.1985 tarihli akitle davalı S. vekilinden satış suretiyle edindiği, aynı taşınmazda 11 nolu bağımsız bölümün ise davalı adına 25.07.1980 tarihi itibariyle ve kat mülkiyeti tesisi suretiyle kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, mahkemece, asıl davada Borçlar Kanunu’nun 31. ( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 39.) maddesinde öngörülen süreler geçirildikten sonra dava açıldığı gözetildiğinde davanın reddi bu nedenle ve sonucu itibariyle doğrudur. Asıl dava bakımından davacı R. temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Birleşen davaya ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davalı (asıl davanın davacısı) R.1985 yılında davacı S.10 nolu bağımsız bölümü kayden satın aldığı, komşu 11 nolu bağımsız bölümle birlikte kendi mülkiyet alanında kaldığı zannıyla dava tarihine kadar kullandığı, davalının bu şekilde kullanımına yine dava tarihine kadar davacının bir itirazının olmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Bilindiği üzere, ecrimisil kötü niyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu bir bedeldir.Somut olayda, yukarıda açıklandığı şekilde davalı R.çekişme konusu 11 nolu bağımsız bölümü kullanımının kötü niyete dayalı olduğu söylenemez. Dolayısıyla R. ecrimisilden sorumlu tutulmayacağında da kuşku yoktur. Hal böyle olunca; birleşen davanın da reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Davalı R. bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.