MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 07/11/2008NUMARASI: 2007/95-2008/515Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden malik olduğu 45 parsel sayılı taşınmazın oğlu R.'nin korku ve baskısı ile kendisini darp etmesi nedeniyle iradesinin fesata uğratılarak davalı İbrahim'e temlikinin sağlandığını, onunda taşınmazı kısa süre sonra diğer davalı M.'e devrettiğini, bedel ödenmediği gibi, işlemlerin zorla yaptırıldığını, taşınmazı devralan kişilerin R.'nin, eşinin kardeşi ve amcası olup, durumu bilen konumunda bulunduklarını ileri sürerek, tapunun iptal ve tescilini, olmadığı takdirde gerçek bedelinin yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini istemiştir. Davalılar, ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 45 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı iken, 30 milyar liraya (30.000.-YTL) bedelle 01.04 .2004 tarihinde İ.Ş.’a satış suretiyle temlik edildiği, onun da 20.04 .2004 tarihinde 40.000.-YTL bedelle M.Ş.a temlik ettiği anlaşılmaktadır. Davacı, oğlu R.’nin korku ve baskısı ile iradesinin fesada uğratılarak temlikinin sağlandığını, son kayıt maliki M.Ş.’ın gelininin (R.’nin eşi) amcası olup, durumu bildiğini, bedelsiz olarak taşınmazın zorla elinden alındığını ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğinden, davada ikrah hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır.Bilindiği üzere; bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. Borçlar Kanunun 30.maddelerinde belirtildiği üzere ikrahtan söz edilebilmesi için tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması,ikraha maruz kalanın subjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir. Hemen belirtmek gerekir ki, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile fesedilebileceği gibi def'i veya dava yoluylada kullanılabilir. Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için yerine getirilen edim ayni bir istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tesçil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir. Somut olaya gelince; eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden davacının dava konusu taşınmazın temlik tarihlerine tesadüf eden dönemde oğlu R. tarafından darp edilmesi nedeniyle şikayetçi olduğu, Bakırköy 18.Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/35- 2008/424 sayılı kararla ‘müessir fiil’ suçundan R.’nin ceza aldığı sabittir. Nitekim tanık beyanları da davacı iddialarını teyit etmektedir. (R.’nin davacıyı dövüp tapuda devir işlemini yaptırdıktan sonra bıraktığını beyan etmişler. ) Davacıdan taşınmazı temlik alan İbrahim ile onun taşınmazı devrettiği M.’in davacının oğlu R.’nin eşinin kardeşi ve amcası olduğu, her iki temlik arasında 20 gün gibi çok kısa süre olduğu, değerler arasında fahiş fark bulunduğu gözetildiğinde 2.el durumundaki son kayıt maliki M.in de Türk Medeni Kanunun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı açık olup durumu bilen yada bilmesi gereken konumunda olduğu sabittir. Hal böyle olunca belirlenen bu olgular yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde ikrah hukuksal nedeninin koşulların gerçekleştiği sonucuna varılmakla iptal tescil davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.