MAHKEMESİ : VAN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/06/2014NUMARASI : 2013/146-2014/235Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.Davacı, paydaşı olduğu 908 ada 6 parsel sayılı taşınmaza, davalı tarafından kamulaştırma yapılmaksızın ana su borularının geçirilmesi suretiyle müdahalede bulunulduğunu ileri sürerek, payı oranında ecrimisil ya da ana su borularının yerinin değiştirilmesini istemiş, aşamadaki beyanlarında davalarının sadece ecrimisil istemine yönelik olduğunu belirtmiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, ecrimisil isteminin kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 908 ada 6 parsel sayılı 20.266,80 m2 büyüklüğündeki tarla vasıflı taşınmazda davacının 750/20266 oranında pay sahibi olduğu, davalı Belediye’nin su boruları geçirmek suretiyle taşınmazı hiçbir haklı ve hukuki gerekçeye dayanmadan kullandığı saptanmak suretiyle ecrimisile hükmedilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ecrimisil hesaplamasının yerinde olduğu söylenemez.Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminattır. Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda son dönem kira parası belirlenerek, geriye doğru endeks uygulanmak suretiyle sonuca gidilmiştir.Hâl böyle olunca, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda davalının haksız olarak kullandığı alanın ilk dönemde (2008) mevcut haliyle serbest şartlarda getireceği kira parası belirlenmeli, belirlenen miktara sonraki dönemler için ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle hesaplanacak ecrimisile karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.