Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7480 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18018 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından süresinde ve duruşma istemli temyiz edilmiş, yapılan incelemede duruşma istemi değerden reddedilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen ilk karar, davalıların karar sonrası pay satın almak sureti ile taşınmazda paydaş duruma geldikleri, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil yönünden araştırma yapılması yönünde bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bozma gereğinin yerine getirilmediği, tüm paydaşları bağlayan harici ve fiili taksimin mevcut olup olmadığı yönünde keşif yapılarak, denetime elverişli rapor alınması yönünde karar tekrar bozulmuş, bozma sonrası yapılan yargılamada mahkemece, taşınmazda bulunan binanın fiilen taksim edildiği, her paydaşın kendi dairesini kullandığı, çekişme konusu yapılan dairenin davalılara ait olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu 1317 ada 85 parsel sayılı taşınmaz, 168,32 m2 büyüklüğünde, arsa vasfında olup, üzerinde kat mülkiyeti ve irtifakı kurulmamış bina bulunmaktadır. Davacı, satın aldığı 1/24 payın, davalıların kullanımında bulunan teras katındaki 19 nolu daireye karşılık geldiği iddiası ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminde bulunmuş, davalılar dava konusu taşınmazda yüklenici eş-babaları ...’ın binayı tamamladığı 1996 yılından beri oturdukları, kaynı-amcaları ....’ın borcundan dolayı satılan 1/24 payın dava konusu daire ile ilgisinin bulunmadığı savunmasında bulunmuşlar, ilk karardan sonra 07/12/2010 tarihinde pay satın alarak taşınmazda paydaş konuma gelmişlerdir. ....İcra Müdürlüğü’nün 1999/1497 talimat sayılı dosya kapsamında bulunan 23/03/2002 tarihli dosya inceleme tutanağında haciz konusunun, 85 parsel sayılı gayrımenkulün 14/336 payı olduğu, dosyada kıymet takdirinin de bu şekilde yapıldığı, ancak mahkemece yapılan kıymet takdirinde kargir apartmanda teras katta 18 nolu daireden bahsedildiği, satış ilanın da bu kıymet takdirine göre tanzim edilerek zuhulen teras katta 18 nolu dairenin satış ilanının hazırlandığı, borçluya ait taşınmazda sadece 14/336 pay mevcut olup, kat irtifakı ve kat mülkiyeti olmadığından satışın bu şekilde yapılması halinde tescilin mümkün olmaması nedeniyle satışın düşürülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının teras kattaki daireyi değil, taşınmazda 14/336 (1/24) pay satın aldığının kabulü gerekmektedir. Öte yandan, Dairenin ikinci bozması sonrası alınan 15/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda, binada 19 daire bulunduğu, tapu kaydında 21 paydaş olduğu, fiili taksimi gösteren yazılı belge bulunmadığı, ancak dairelerin sahipleri tarafından kullanıldığı belirtilmiştir. 19 daireye karşılık 21 paydaş bulunduğu gözönüne alındığında, her paydaşa bir daire düşmediği, tüm paydaşları kapsayacak şekilde fiili bir kullanımın bulunmadığının kabulü zorunludur. Ayrıca, dava tarihi itibari ile davalılar paydaş olmayıp, 3.kişi konumundadırlar. Davacı, 18/09/2009 tarihinde pay satın almış ve davalılara 15/12/2009 tebliğ tarihli ihtarda bulunarak 10 gün içerisinde taşınmazın terk edilmemesi halinde ecrimisil isteği ile birlikte yasal yollara başvurulacağını bildirmiştir. Dolayısıyla davalı taraf ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren 10 gün sonrasına tekabül eden 25/12/2009 ile dava tarihi olan 15/02/2010 tarihine kadar olan dönem için ecrimisilden sorumlu tutulmalıdır. Hâl böyle olunca, tüm paydaşları kapsayan fiili taksimin olmadığı gözetilerek davalıların paya vaki elatmalarının önlenmesine, 25/12/2009-15/02/2010 dönemine ilişkin hesaplanacak ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.