Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7475 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 6379 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : BOZÜYÜK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/12/2006NUMARASI : 2005/300-851Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden malik olduğu ...parsel sayılı taşınmazdaki .. nolu dükkana komşu davalıya ait ..nolu dükkanın camekan olan cephesinin duvarla kapatılması nedeniyle terzilik yaptığı dükkanın, ışığının kesildiğini, pasaj içinde olması nedeniyle görünümünün engellendiğini ileri sürerek duvarın yıktırılıp, eski hale getirilmesini ve yeniden kapatılmasının önlenerek muarazanın giderilmesini istemiştir.Davalı, yapılan tadilatın taşıyıcı unsurları etkilemediğinden maliklerin muvafakatı gerekmediğini bildirip, reddini savunmuştur.Mahkemece, davacı iddiası sabit görülmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden, dava konusu ..parsel sayılı taşınmazdaki ... arsa paylı ..nolu dükkan vasıflı bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet: geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir. O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama,zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır..Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur. Somut olaya gelince; davacı dava konusu ..nolu bağımsız bölümün bitişiğinde bulunan davalı yana ait ..nolu dükkanın camekan olan cephesinin duvarla kapatıldığını, terzilik yaptığı dükkanın ışığının kesildiğini görünümün engellendiği porjeye aykırılık teşkil ettiğini ileri sürüp eldeki davayı açmış olup, mahkemece, yapılan keşif sonucu elde edilen bilirkişi raporları gözetilerek dava reddedilmişse de, sulh hukuk mahkemesinden görevsizlikle gelen dava sırasında düzenlenen bilirkişi raporları ile hükme esas alınan bilirkişi raporları çelişkili olup, çelişki giderilmeden hüküm kurulduğu görülmektedir.Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle tüm delillerin toplanıp mahallinde keşif yapılarak uzman bilirkişilerden hükme yeterli rapor alınması önceki raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 2.7.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.