Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7442 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5239 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : OSMANİYE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/01/2009NUMARASI : 2005/622-2009/3 Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakan O.'ın ehliyetsiz olduğu dönemde hile ile alınan vekaletname ile 6 parça taşınmazın davalıya satış yoluyla temlik edildiğini, murisin satıştan haberi olmadığını ileri sürüp tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, dava konusu taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını, murisin hukuki ehliyete haiz olduğunun doktor raporu ile belirlendiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların davalıya temliki tarihinde murisin fiil ehliyetine haiz olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davacının miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 6 parça taşınmazın miras bırakandan 23.05.2003 tarihinde alınan vekaletname ile aynı gün vekil M. B. tarafından damadı davalı H.’a satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğinden davacının ehliyetsizliğe dayanarak pay oranında iptal ve tescil isteğinde bulunduğu görülmektedir. Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Davacı dışında başkaca mirasçıların bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğinde ki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır. Somut olayda, miras bırakanın vekaletnamenin tanzim edildiği ve temlikin yapıldığı aynı tarihte ehliyetsiz olduğu Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden elde edilen raporla saptanmış olup, davacı tarafından ehliyetsizlik hukuki sebebine dayalı olarak pay oranında dava açıldığı davanın tereke adına açılmadığı davalının damat ve mirasçı olmadığı gözetildiğinde davanın dinlenme olanağının bulunduğu söylenemez.Öte yandan, bu tür davalar, miras bırakana tebaan tüm mirasçıların katılımı ile açılıp görülmesi gereken dava türlerindendir. Islah suretiyle dahi taraf eksikliği giderilemez. Hal böyle olunca; murisin ehliyetsizliği saptandığına göre murisin muvazaasına dayalı iddianın değerlendirilmeksizin mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.