Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7436 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4720 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacı, ortak murisleri...'dan kalan 3 parsel sayılı taşınmazdaki ev ve dükkanları kardeşleri olan davalılar ... ve ...r'in kiraya vermek suretiyle, 2450 parsel sayılı taşınmazdaki besihane ve evi ise diğer kardeşi olan davalı ...'in bizzat kullandığını, çekişmeli taşınmazlardan elde edilen kira gelirlerinden istifade edemediğini, davalıların kendi aralarında yaptıkları paylaşıma uygun olarak çekişmeli taşınmazların gelirlerini paylaştıklarını ileri sürerek muris ...'nın ölüm tarihi olan 04/07/2008 tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için 5.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiş, 28/04/2014 tarihli dilekçesi ile ecrimisil isteğini 13.650,08 TL'ye ıslah etmiştir. Davalılar, kardeşleri olan davacının intifadan men koşulunu yerine getirmediğinden geriye dönük ecrimisil isteyemeyeceğini, ayrıca davacının çekişmeli 3 parsel sayılı taşınmazdaki bir adet dükkanı kiraya vermek suretiyle kullandığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, intifadan men koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 3 ve 2450 parsel sayılı taşınmazların tarafların ortak murisi .... üzerine kayıtlı olduğu, muris Semiha'nın 04/07/2008 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davalılar ..., ..., ... ve ... ile davacı ...'yu bıraktığı, 14/02/2014 tarihli fen bilirkişi raporu uyarınca çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazdaki binanın zemin katında birbirinden bağımsız 3 adet dükkan ile birinci katında biri 2+1 ve diğeri 3+1 olmak üzere iki adet daire bulunduğu, 2450 parselin tapuda tarla vasfında kayıtlı olduğu ancak 14/02/2014 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekli kroki uyarınca 17169 m2 alana sahip taşınmazın A harfi ile gösterilen 12410 m2'sinin tarla, B harfi ile gösterilen 4484 m2'sinin meyvelik, C harfi ile gösterilen 125 m2'sinin ahır, D harfi ile gösterilen 60 m2'sinin samanlık ve E harfi ile gösterilen 90 m2'sinin ev niteliğinde olduğu sabittir. Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)Somut olaya gelince, dava konusu 3 parsel sayılı taşınmazdaki binada bulunan 3+1 daireyi davalı ...'in 2+1 daireyi ise diğer davalı ...'nin bizzat kullandıktan sonra kiraya vermek suretiyle kullandıkları taşınmaz üzerindeki iki adet dükkanın davalılar ....tarafından kiraya verilmek suretiyle kullanıldığı, bir adet dükkanın ise 2009 ya da 2010 yıllarında davacı tarafından 1 yıllığına kiraya verilmek suretiyle kullanıldıktan sonra davalılar tarafından kullanımının engellendiği ve halen boş olduğu, dava konusu 2450 parsel sayılı taşınmazın ise diğer davalı ... tarafından bizzat kullanıldığı, 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde iki adet daire ile üç adet dükkanın kiraya verilmesi nedeniyle hukuksal semere elde edilen yerlerden, 2450 parsel sayılı taşınmazın 4484 m2'lik kısmının ise meyvelik vasfında olması nedeniyle doğal ürün veren yerlerden olduğu ve intifadan men koşulunun istisnaları arasında yer aldığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, davacı lehine, davalılar...tarafından kiraya verilmek suretiyle kullanılan 3 parsel sayılı taşınmazdaki iki adet daire ve iki adet dükkan ile davalı ... tarafından kullanılan 2450 parsel sayılı taşınmazın meyvelik bölümü üzerinden hesaplanacak ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi hatalıdır. Davacı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.