Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7434 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18791 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davacı, kayden maliki olduğu 3 parsel sayılı taşınmazına komşu taşınmaz maliki davalının haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın batı yönünden bir kısmını kendi arazine katarak, kuzey yönünden ise fırın kazıkları çakmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, davalının el atmasının önlenmesini istemiştir. Davalı, davacının ortak sınırı değiştirdiğini bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 28/04/2014 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen kısım üzerindeki yapının kaldırılması suretiyle ve C harfi ile gösterilen kısma davalının el atmasının önlenmesine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı ...'nin çekişme konusu 3 sayılı parselin kayden maliki olduğu, davalının ise çekişmeli taşınmaza komşu 2 ve 4 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğu, taraf tanıklarının beyanı ve keşfen saptandığı üzere çekişmeli 3 parsel sayılı taşınmaza davalının bir kısmını yol olarak kullanmak bir kısmına ise fırın kazıkları çakmak suretiyle el attığı anlaşılmakla, mahkemece mevcut ve geçerli çap kaydına dayanılarak 28/04/2014 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide A ve C harfleri gösterilen yerler yönünden el atmanın önlenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine.Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince,Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK'nun 26. maddesi ( 1086 sayılı HUMK'nun 74. maddesi ) uyarınca hakim tarafların talepleri ile bağlı olup, mahkeme tarafların talep etmediği, nitelendirip açıkça belirlemediği isteklerini, yasanın düzenlediği ayrık haller dışında kendiliğinden tespit edip hüküm altına almasına yasal olanak yoktur, öz itibariyle istekten fazlaya karar verilemez.Somut olayda; davacı, davalının 28/04/2014 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen yere fırın kazıkları çakmak suretiyle çekişmeli taşınmaza yaptığı müdahalenin önlenmesini istediği, ancak taşınmaz üzerindeki tecavüzlü yapının yıkımı konusunda herhangi bir talepte bulunmadığı gözetilmeksizin HMK'nun 26. maddesine aykırı olarak yıkıma da karar verilmesi isabetsizdir. Hâl böyle olunca; 28/04/2014 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen kısım yönünden sadece el atmanın önlenmesi kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.