MAHKEMESİ: GELİBOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 10/02/2010NUMARASI: 2006/427-2010/34Taraflar arasında görülen davada;Davacılar,Gelibolu Tapulama Mahkemesinin 18.09.1985 tarih,1979/125 esas,1985/78 karar sayılı ilamı ile 785 parsel sayılı taşınmazın 30.335 m2 olarak adlarına tesciline karar verildiğini, anılan ilamın 06.07.1989 tarihinde kesinleşmesine rağmen tapu sicil müdürlüğünce itirazlı olan 784, 1499 ve 1500 parsellerin usulsüz olarak kesinleştirilmesi ve ifraz suretiyle davalılar adına tescili yapıldığından infaz edilemediğini, davalıların iyiniyetli olmadıklarını ileri sürerek, Tapulama Mahkemesinin ilamı ile belirlenen 785 parsel içinde kalan davalılara ait toplam 26 parça taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ile iptale karar verilecek bu kısımlar ile yeşil saha, yol ve otopark olarak ayrılan kısımların adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, aşamalarda 3352 parsel yönünden davalarından feragat ettiklerini bildirmişlerdir.Bir kısım davalılar, çekişme konusu taşınmazları tapu kaydına güvenerek satın aldıklarını, iyiniyetli olduklarını, tapu kayıtları üzerinde kısıtlayıcı herhangi bir şerh bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, bir kısım davalılar ise savunma getirmemişlerdir.Davanın reddine dair verilen karar, Dairece " kesinleşen mahkeme ilamının uygulanması yasal zorunluluk ise de; eldeki davada davacılar yararına oluşan kesinleşen ilamın tarafı olan davalıların değiştiği, bu bakımdan ilama konu davalılar yönünden infaz olanağının ortadan kalktığı, bu durumda davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, hal böyle olunca; iptali istenen kayıtlardan 3341 parselin yargılama sırasında el değiştirdiği de dikkate alınarak yeni kayıt maliki R. İ. A.'nın davada yeralması sağlandıktan sonra dava dayanağı kesinleşen ilama değer verilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği" gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacılar vekilleri, bir kısım davalılar vekilleri ile bir kısım davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda işlem ifa edilerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Tarafların bu yöne ilişkin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Öteki temyiz itirazlarına gelince; hükümle birlikte 32/144 pay verilen davacı R. G.'ın yargılama sırasında dosya arasına alınan nüfus kaydına göre, hükümden önce 22.11.2009 tarihinde öldüğü halde mirasçılarının davada yeralmalarının sağlanmamış olması ile Türk Medeni Kanununun 28. Maddesi ve doğru sicil oluşturma ilkesi gözardı edilerek ölü kişi adına tescile karar verilmiş olması doğru değildir.Öte yandan yargılama sırasında davacıların 3352 parsel maliki olan davalı N... E... hakkındaki davalarından feragat ettikleri ve 03.08.1998 tarihli celsede bu davalı yönünden dosyanın tefrik edilmesine karşın sonradan tevhit erildiğine dair bir bulgu da dosya arasında yeralmadığı halde tefrik kararı verilen davalı N... E... yönünden davanın feragat sebebi ile reddine karar verilmesi de isabetsizdir.Ayrıca, davacılar aynı hukuki sebebe dayalı olarak tek bir dava açtıkları ve aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, bu sebeple davacılar yararına tek vekalet ücretinin hüküm altına alınması gerekirken her bir davacı yararına ayrı ayrı avukatlık parasına hükmedilmesi de yerinde görülmemiştir.Tarafların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,23.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.