MAHKEMESİ: ERDEMLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 24/02/2010NUMARASI: 2009/259-2010/103Taraflar arasında görülen davada; Davacı, önce Hazine adına tespit edilip, bilahare itiraz üzerine Tapulama Komisyonu kararı ile davalıların miras bırakanı M.D. adına tespit ve tescil edilen 922 parsel sayılı taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşlık, çalılık ve kayalık arazi niteliğinde olup, senetsizden zilyetlikle edinim koşullarının gerçekleşmediğini, davalıların murisi lehine 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17.maddelerinde öngörülen şartların oluşmadığını ileri sürerek, tapu iptali ve Hazine adına tescil ile davalıların elatmalarının önlenmesini istemiştir.Davalılar, derdestlik kesin hüküm ve hak düşürücü süre itirazlarında bulunarak ve esasen de davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, arazi kadastrosunun geçtiği tarihden 20 yıl öncesine ulaşmadan yani, 1969 tarihli hava fotoğrafında dava konusu taşınmazın çalılık formunda olduğu, imar ve ihyasının tamamlanmadığı, kadastro çalışmaları ile yapılan tescilin yolsuz tescil olup, hak düşürücü süre ve zamanaşımından etkilenmeyeceği, kaldı ki kadastro tutanaklarının da kesinleşmediği ve 10 yıllık sürenin henüz dolmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.6.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Hamza Şahin ile temyiz edilen vekili Avukat .T.geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı iddialarına dayalı, tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 922 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 5.3.1990 tarihinde kesinleştiği ve davalıların miras bırakanı adına kayıtlı olduğu, oysa davanın 29.06.2009 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; 25.2.2009 tarihinde kabul edilip, 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen "bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmasızın uygulanır" ve 3. maddesi ile eklenen geçici 10. maddesinin " bu kanunun 12. maddesinin 3. fırkası hükmü devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" şeklindeki hükmü gözetildiğinde, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih olan 5.3.1990 ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 Sayılı Yasanın 12.maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu sabittir.Diğer taraftan, her dava açıldığı tarihteki koşullara tabidir. Dava açıldığı tarihte haklı olduğu halde, davanın devamı sırasında (kazanılmış hak kuralının istisnasını teşkil eden) yürürlüğe giren bir yasal düzenleme veya İ.B.K. gereğince davada haksız duruma düşen tarafın yargılama giderleri ile bu giderlerden sayılan (1957 tarih 4/16 Sayılı İ.B.K.) avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı, aksine diğer tarafın mesul olacağı izahtan varestedir.Hal böyle olunca; yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gözetilerek davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. O halde, davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 22.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.