MAHKEMESİ: ÇUBUK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 30/12/2010NUMARASI: 2010/454-2010/742Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, 2646 ada 3 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanın miras bırakana ait olmasına rağmen davalı M... adına, davalı M...'in kullanımında olan yerin ise 4 parsel numarası ile miras bırakan adına tescil edilmiş olduğunu, fiili kullanım durumu ile tapu kaydındaki mülkiyet durumunun uyumlu olmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile 4 parsel sayılı taşınmazın davalı M... adına, 3 parselin ise davalı S... ile kendileri adına miras payları oranında tescilini istemişlerdir.Davalı S..., belediyenin yapmış olduğu yanlış işlem nedeniyle hatanın oluştuğunu, bu nedenle davanın idari yargıda çözümlenmesi gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuş, diğer davalı M. ise, davanın kabulüne istemiştir.Mahkemece, idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldüDava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; ??ekişme konusu 2646 ada 4 parselin davacılar ve davalı S...'in murisi adına, 3 nolu parselin ise davalı M... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Davacılar, her iki taşınmazın fiili kullanım durumu ile mülkiyet durumunun uyumlu olmadığını ileri sürerek, eldeki davayı açmışlardır.Özellikle yanlara ait parsellerin 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması sonucu oluştuğu, kayıtların oluşumuna esas olan idari işlemin halen hukuki geçerliliğini koruduğu anlaşılmaktadır.Bu durumda, idari işlem ortadan kaldırılmadıkça ya da idari yargı yerinde iptal davası açılıp bu dava sonucunda işlemin iptaline karar verilmedikçe tapu iptal ve tescil davasının dinlenme olanağı yoktur. Zira, henüz sicil kaydı idari bir işleme dayanmaktadır, diğer bir deyişle hukuksal varlığını korumaktadır ve idari işlem anılan kaydın illetini teşkil etmektedir.Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan nedenlerle özellikle isteğin sicile yönelik bulunduğu ve idari işleme (karara) ilişkin bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yargı yolu farklılığından sözedilerek görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.